الْمَنِيئَةُ [el-menî΄et] (nûn’la فَعِيلَةٌ [faʹîlet] vezninde) Şol deriye denir ki ibtidâ dibâgat olunmuş ola ki henüz hâm ve nâ-tamâm olur, zîrâ debbâg deriyi üç mertebe dibâgat eder: İbtidâ-i emrde dibâgat olunana مَنِيئَةٌ [menî΄et] denir, ikinci defʹa dibâgat olunana أَفِيقٌ [efîḵ] denir; baʹdehu kemâlini bulmakla أَدِيمٌ [edîm] denir ki meşin yâ sahtiyân yâ gön olacaktır. Ve
مَنِيئَةٌ [menî΄et] Dibâgat olunacak mevziʹe denir, مَدْبَغَةٌ [medbaġat] maʹnâsına ki dibâgat-hâne taʹbîr olunur. Ebû ʹAlî el-Fârisî işbu مَنِيئَةٌ [menî΄et] lafzını نِيءٌ [nî΄] mâddesinden me΄hûz مَفْعِلَةٌ [mefʹilet]tir dedi, lâkin bu kavlini zikri âtî مَنَأَ - يَمْنَأُ mâddesi ibâ eder. Ve
نِيءٌ [nî΄] Çiğ ete denir.
اَلْمَنِيئَةُ [el-menî΄et] Şol deridir ki ibtidâ dibâgat oluna, ondan sonra أَفِيقٌ [efîḵ] ondan sonra أَدِيمٌ [edîm] derler; tekûlu: مَنَأْتُ الْإِهَابَ مَنْئًا إِذَا أَنْقَعْتَهُ فِي الدِّبَاغِ Yaʹnî dibâgat için ıslatsan. Baʹzılar eyitti: مَنِيئَةٌ [menî΄et] dibâgat olunacak yere derler, مَدْبَغَةٌ [medbeġat] maʹnâsına. Ve ammâ اَلْمَنِيَّةُ الَّتِي بِمَعْنَى الْمَوْتِ فَمِنْ بَابِ الْمُعْتَلِّ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı