el-vežiret ~ اَلْوَذِرَةُ

Kamus-ı Muhit - الوذرة maddesi

اَلْوَذِرَةُ [el-vežiret] (فَرِحَةٌ [feriḩat] vezninde) Dılağı büyük olan hatuna denir; yukâlu: إِمْرَأَةٌ وَذِرَةٌ أَيِ الْكَبِيرَةُ الْوَذْرِ Ve vücûdu bed-bûy olan, ʹalâ-kavlin kalın dudaklı hatuna denir; yukâlu: إِمْرَأَةٌ وَذِرَةٌ أَيِ الْكَرِيهَةُ الرَّائِحَةِ أَوِ الْغَلِيظَةُ الشَّفَةِ

اَلْوَذْرَةُ [el-vežret] (vâv’ın fethi ve žâl-ı muʹcemenin sükûnuyla ve fetehâtla câ΄izdir) Kemiksiz küçük et pâresine denir, ʹalâ-kavlin enli dertop kesilmiş parçaya denir; yukâlu: عِنْدَهُ وَذْرَةٌ مِنْ لَحْمٍ أَيْ قِطْعَةٌ صَغِيرَةٌ لاَ عَظْمَ فِيهَا أَوْ هِيَ مَا قُطِعَ مِنْهُ مَجْتَمِعًا عَرْضًا Ve nisvân fercinde dılak dedikleri lahm-ı zâ΄ide denir. Cemʹi وَذْرٌ [vežr]dir hâ’sız ve fethateynle de câ΄izdir.

Vankulu Lugatı - الوذرة maddesi

اَلْوَذْرَةُ [el-vežret] (vâv’ın fethi ve žâl-ı mucemenin sükûnuyla) Et pâresi, gûşt-pâre maʹnâsına; ve minhu kavluhum: “يَا ابْنَ شَامَّةِ الْوَذْرَةِ” Yaʹnî et pâresi koklayıcı kimsenin ibni ki maksûd sövmek olur, ʹadem-i nezâfet nisbet etmekle yâhûd اِبْنُ كَلْبٍ demek ola ki kelbin ʹâdetidir eti yemezden evvel koklamak. Ve ʹArab tâ΄ifesinin ʹâdetidir bu makûle nesneler ile birbirine sövmek, meselâ: “يَا ابْنَ مُلْقَى أَرْحُلِ الرُّكْبَانِ” ve “يَا ابْنَ ذَاتِ الرَّايَاتِ” derler ki maksûd nesebin müsâfirîne ve ecânibe nisbet etmek olur.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı