اَلْيَسْرَةُ [el-yesret] (yâ’nın fethiyle) Sol cânibe denir, يَمْنَةٌ [yemnet] mukâbilidir; yukâlu. جَاءَ مِنْ يَسْرَتِهِ ضِدُّ يَمْنَتِهِ
اَلْيَسَرَةُ [el-yeseret] (fetehâtla) El ayasında olan çizgilere denir, birbirine bitişik olmazsa ki memdûh olan budur; yukâlu: فِي يَسَرَتِهِ مَيْمَنَةٌ وَهِيَ أَسْرَارُ الْكَفِّ إِذَا كَانَتْ غَيْرَ مُلْتَصِقَةٍ Ve deve kısmının uyluklarına mahsûs bir damga adıdır; cemʹi أَيْسَارٌ [eysâr]dır. Ve Yesere b. Ṡafvân muhaddistir.
اَلْيَسْرَةُ [el-yesret] (yâ’nın fethi ve sîn’in sükûnuyla) Sol cânib; yukâlu: قَعَدَ فُلَانٌ يَسْرَةً إِذَا قَعَدَ شَأْمَةً Ve شَأْمَةٌ [şe΄met] şîn-i muʹcemenin fethi ve hemzenin sükûnuyla sol cânibdir.
اَلْيَسَرَةُ [el-yeseret] (fethateynle) El ayasında olan çizilerdir ki birbirine buluşmaya. Ve müstehabb olan bu makûle çizilerdir. Ve
يَسَرَةٌ [yeseret] Kezâlik şol dâga derler ki uyluk üzerinde olur, Ebû ʹAmr rivâyeti üzere.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı