اَلْبَيْنُ [el-beyn] (زَيْنٌ [zeyn] vezninde) Azdâddandır, cüdâlık, firkat maʹnâsınadır; yukâlu: وَقَعَ بَيْنَهُمْ بَيْنٌ أَيْ فِرْقَةٌ Ve vuslat maʹnâsınadır; yukâlu: تَقَطَّعَ بَيْنُهُمَا أَيْ وَصْلُهُمَا Ve ism olur, niteki şimdi zikr olundu. Ve zarf-ı mütemekkin olur, yaʹnî zarf-ı mübhem olup ikiye ve ziyâdeye yâhûd bunların nâ΄ibine izâfetle maʹnâsı mütebeyyin olur. Kâle’ş-şârih kavluhu taʹâlâ: ﴿لَقَدْ تَقَطَّعَ بَيْنَكُمْ﴾ عَلَى قِرَاءَةِ الرَّفْعِ فَهُوَ الْإِسْمُ بِمَعْنَى الْوَصْلِ وَعَلَى قِرَاءَةِ النَّصْبِ فَهُوَ ظَرْفٌ Ve
بَيْنٌ [beyn] Iraklığa denir; yukâlu: بَيْنَهُمَا بَيْنٌ أَيْ بُعْدٌ Ve iki nesne aralığında olan halel ve vasata denir ki aralık taʹbîr olunur, meselâ جَلَسَ بَيْنَ الْقَوْمِ derler, جَلَسَ وَسْطَهُمْ maʹnâsına. Ve لَقِيَهُ بُعَيْدَاتِ بَيْنٍ derler; بُعَيْدَاتٌ [buʹaydât] musaggar bünyesiyle ve بَيْنٌ kelimesine muzâf olarak أَحْيَانًا maʹnâsınadır ki “Mülâkâtın aralığını bir zamân açtıktan sonra mülâkî olup baʹdehu yine açıp sonra yine mülâkî oldu” demektir. Ve
بَيْنٌ [beyn] ve
بَيْنُونَةٌ [beynûnet] (كَيْنُونَةٌ [keynûnet] vezninde) Müfârakat maʹnâsınadır; yukâlu: بَانُوا بَيْنًا وَبَيْنُونَةً مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا فَارَقُوا Ve
بَيْنُونَةٌ [beynûnet] ve
بُيُونٌ [buyûn] (قُعُودٌ [ḵuʹûd] vezninde) Cüdâ olmak maʹnâsınadır; yukâlu: بَانَ الشَّيْءُ بَيْنًا وَبَيْنُونَةً وَبُيُونًا إِذَا انْقَطَعَ ve yukâlu: بَانَتِ الْمَرْأَةُ عَنِ الرَّجُلِ إِذَا انْفَصَلَتْ عَنْهُ بِطَلَاقٍ
اَلْبُيُونُ [el-buyûn] (zammeteynle) Cemʹi. Ve
بَيْنَ [beyne] Nâhiye maʹnâsına dahi gelir, Ebû ʹAmr rivâyeti üzere.
اَلْبَيْنُونَةُ [el-beynûnet] (bâ’nın fethi ve nûn’un zammı ve meddiyle) Bi-maʹnâhu; tekûlu minhu: بَانَ يَبِينُ بَيْنًا وَبَيْنُونَةً Ve
بَيْنٌ [beyn] Vasla dahi ıtlâk olunur, azdâddandır. Ve kuri΄e: ﴿لَقَدْ تَقَطَّعَ بَيْنَكُمْ﴾ (الأنعام، 94) بِالرَّفْعِ وَالنَّصْبِ Refʹ-i fiʹle merfûʹ olmak üzeredir, nasb hazf üzeredir, أَيْ مَا بَيْنَكُمْ وَبْيَنَ فَضْلِهِ Ve meziyyete dahi derler, ʹalâ-mâ se-yecî΄u.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı