Cebbul ~ جَبُّلٌ

Kamus-ı Muhit - جبل maddesi

جَبُّلٌ [Cebbul] (cîm’in fethi ve bâ-yı müşeddedenin zammıyla) Şâti΄-i Dicle’de bir karyedir; Mûsâ b. İsmâʹîl ve Ḩakem b. Suleymân ve Aḩmed b. Ḩamdân ve İsḩâḵ b. İbrâhîm el-Muhaddisûn el-Cebbuliyyûn ondandır.

اَلْجَبَلُ [el-cebel] (fethateynle) Mutlakan vetid-i arza denir ki dağ taʹbîr olunur, Fârisîde kûh denir, gerek ʹazîm ve gerek tavîl olsun. Eğer başkaca münferid olursa أَكَمَةٌ [ekemet] yâhûd قُنَّةٌ [ḵunnet] denir. Cemʹi أَجْبُلٌ [ecbul] gelir, أَفْلُسٌ [eflus] vezninde ve جِبَالٌ [cibâl] gelir cîm’in kesriyle ve أَجْبَالٌ [ecbâl] gelir. Ve

جَبَلٌ [cebel] Bir kavmin seyyid ve zî-şânına, kezâlik ʹâlim ve fâzılına ıtlâk olunur; yukâlu: هُوَ جَبَلُ قَوْمِهِ أَيْ سَيِّدُهُمْ وَعَالِمُهُمْ Ve bahîl ve mümsik şahsa ıtlâk olunur; yukâlu: فُلَانٌ جَبَلٌ أَيْ بَخِيلٌ Ve

جَبَلٌ [Cebel] Esmâdandır: Cebel b. Cevvâl ashâbdandır.

اَلْجَبْلُ [el-cebl] (حَبْلٌ [ḩabl] vezninde) Ev avlusuna denir, سَاحَةٌ [sâḩat] maʹnâsına. Ve masdar olur, yaratmak maʹnâsına; yukâlu: جَبَلَهُمُ اللهُ جَبْلًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي وَالْأَوَّلِ أَيْ خَلَقَهُمْ Ve bir tabîʹatla tabîʹatlandırmak maʹnâsınadır; yukâlu: جَبَلَهُ عَلَى الشَّيْءِ أَيْ طَبَعَهُ Ve cebr ve zor eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: جَبَلَهُ إِذَا جَبَرَهُ Ve

جَبْلٌ [cebl] Taslak ve galîz ve künde şey΄e denir, مَجْبُولٌ [mecbûl] maʹnâsınadır; ve minhu yukâlu: رَجُلٌ جَبْلُ الرُّأْسِ أَيْ قَلِيلُ الْحَلَاوَةِ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı