اَلزِّمْلُ [ez-ziml] (zây’ın kesriyle) Redîf maʹnâsınadır ki zikr olundu. Ve ʹAbdullâh b. Ziml tâbiʹînden gayr-i mevsûku’r-rivâyedir; Ṡâġânî merhûmun sahâbîdir demesi galattır. Ve
زِمْلٌ [ziml] Arka ile götürülecek yüke denir. Bu maʹnâdandır ki hemân yarım çuval yükün var diyecek yerde مَا فِي جُوَالِقِكَ إِلَّا زِمْلٌ derler.
اَلزَّمْلُ [ez-zeml] (حَمْلٌ [ḩaml] vezninde) ve
اَلزَّمَالُ [ez-zemâl] (جَمَالٌ [cemâl] vezninde) ve
اَلزَّمَلَانُ [ez-zemelân] (fetehâtla) Dâbbe kısmı cünbüş ve vecd ve neşâtından bir tarafa aksayıp yektirir gibi yanın yanın yürümek maʹnâsınadır; yukâlu: زَمَلَ الْفَرَسَ زَمْلًا وَزَمَالًا وَزَمَلَانًا مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ إِذَا مَشَى كَأَنَّهُ يَظْلَعُ مِنْ نَشَاطِهِ Ve
زَمْلٌ [zeml] Bir adamı davar üzere ardına alıp redîf eylemek, ʹalâ-kavlin mihaffe ve mahmil makûlesinde kendisine denk eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: زَمَلَهُ زَمْلًا إِذَا أَرْدَفَهُ أَوْ عَادَلَهُ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı