zelm ~ زَلْمٌ

Kamus-ı Muhit - زلم maddesi

اَلزَّلَمُ [ez-zelem] (fethateynle) ve

اَلزُّلَمُ [ez-zulem] (صُرَدٌ [ṡurad] vezninde) Çatal tırnaklı hayvânın bakanağına denir, ظِلْفٌ [żilf] maʹnâsına, ʹalâ-kavlin bakanağın ensesinde olan sivrice mühreye denir. Ve yeleksiz oka denir. Ve kumar okuna denir ki Câhiliyye’de onlar ile istiksâm ederler idi, meselâ bir kimse bir emre mübâşeret edecek olsa okun birine emr ve birine nehy tahrîr ve bir zarf içre vazʹ edip elini ona idhâl eder idi, ne gûne çıkar ise onunla ʹâmil olur idi;cemʹi أَزْلَامٌ [ezlâm] gelir. Ve

زَلَمٌ [zelem] ve

زُلَمٌ [zulem] Ada tavşanına denir, وَبْرٌ [vebr] maʹnâsına ki وِبَارٌ [vibâr]ın müfredidir;cemʹi أَزْلَامٌ [ezlâm] gelir.

Vankulu Lugatı - زلم maddesi

اَلزَّلْمُ [ez-zelm] (zâ’nın fethi ve lâm’ın sükûnuyla) Doldurmak; tekûlu: زَلَمْتُ الْحَوْضَ إِذَا مَلَأْتَهُ Ve

زَلْمٌ [zelm] Bahşişi az vermeğe dahi derler; tekûlu: زَلَمْتُ عَطَاءَهُ إِذَا قَلَّلْتَهُ

اَلْأَزْلَامُ [el-ezlâm] (hemzenin fethi ile) Cemʹi, zikr olunan oklar maʹnâsına. Ve

أَزْلَامٌ [ezlâm] Şol oklara da derler ki ehl-i câhiliyyet onu bir nesne bölüşmekte istiʹmâl ederlerdi. Ve

زَلَمٌ [zelem] Kezâlik bir cins cânverciğe dahi derler ki kuyruksuzdur, evlerde sâkin olur ve ona وَبْرَةٌ [vebret] dahi derler ki cemʹi وِبَارٌ [vibâr] gelir. Ve Ṡıḩâḩ nüshalarının ekserinde اَلزَّلَمُ اَلْوِبَارُ vâkiʹ olmuştur, hâlâ ki اَلزَّلَمُ وَاحِدُ الْوِبَارِ gerektir ki te΄emmül oluna. Ve

أَزْلَامٌ [ezlâm] Kezâlik زَلَمٌ [zelem]in cemʹi gelir, zikr olunan cânverler maʹnâsına. Ve bu Ebû ʹAmr rivâyetidir. Ve

زَلَمٌ [zelem] Kezâlik şol nesnedir ki çatal tırnaklı hayvânın tırnağının ardında olur.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı