şebeh ~ شَبَهٌ

Vankulu Lugatı - شبه maddesi

اَلْمَشَابِهُ [el-meşâbih] (mîm’in fethi ve bâ’nın kesri ile) Cemʹi, ʹalâ-hilâfi’l-kıyâs; ke-mâ kâlû: مَحَاسِن فِي جَمْعِ الْحُسْنِ نَقِيضُ الْقُبْحِ وَمَذَاكِير فِي جَمْعِ الذَّكَرِ لِآلَةِ الرَّجُلُ Ve

شَبَهٌ [şebeh] (fethateynle yâhûd şîn’in kesri ve bâ’nın sükûnuyla) Bakırdan bir nevʹ maʹnâsına da gelir ki ona pirinç derler; yukâlu: كُوزُ شَبَهٍ وَشِبْهٍ

اَلشَّبَهُ [eş-şebeh] (fethateynle) Bi-maʹnâhu; lügatun fîhi. Ve

شِبْهٌ [şibh] شَبِيهٌ [şebîh] maʹnâsına da gelir; yukâlu: هَذَا شِبْهُهُ أَيْ شَبِيهُهُ ve yukâlu: بَيْنَهُمَا شَبَهٌ بِالتَّحْرِيكِ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı