اَلضَّمَدُ [eḋ-ḋamed] (fethateynle) Kurumak maʹnâsınadır; yukâlu: ضَمِدَ الشَّيْءُ ضَمَدًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا يَبِسَ Ve derûnda kîn tutmak maʹnâsınadır; yukâlu: ضَمِدَ عَلَيْهِ إِذَا حَقَدَ Ve
ضَمَدٌ [ḋamed] Bir kimse zimmetinde bâkî kalan hakka denir; tekûlu: لَنَا عِنْدَ فُلاَنٍ ضَمَدٌ أَيْ غَابِرٌ يَعْنِي بَاقٍ مِنَ الْحَقِّ مِنْ مَعْقُلَةٍ أَوْ دَيْنٍ
ضَمْدٌ [ḋamd] Koyunun iyisine ve yatlısına dahi derler; yukâlu li’l-garîmi: أَقَضِيكَ مِنْ ضَمْدِ هَذِهِ الْغَنَمِ Ve
ضَمْدٌ [ḋamd] ʹAvret iki kimseyi dost edinmeğe dahi derler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı