اَلْغَرْسُ [el-ġars] (ġayn’ın fethi ve râ’nın sükûnuyla) Yere ağaç dikmek maʹnâsınadır; yukâlu: غَرَسَ الشَّجَرَ غَرْسًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا أَثْبَتَهُ فِي الْأَرْضِ Ve
غَرْسٌ [ġars] Magrûs maʹnâsına olur ki dikilmiş fidana denir. Cemʹi أَغْرَاسٌ [aġrâs] ve غِرَاسٌ [ġirâs] gelir ġayn’ın kesriyle; ve minhu yukâlu: هُوَ غَرْسُ يَمِينِهِ
اَلْغِرْسُ [el-ġirs] (ġayn’ın kesriyle) Mevlûd vülûdunda bilece çıkan sümük tarzında galîz nesneye denir. ʹAlâ-kavlin şol yufka zar gibi dericiğe denir ki deve yavrusu doğdukta yüzünde sarılmış çıkar. Eğer sâʹatinde izâle olunmaz ise bunalıp helâk olur. Cemʹi أَغْرَاسٌ [aġrâs] gelir. Ve
غِرْسٌ [ġirs] Kara kargaya denir.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı