mużhir ~ مُظْهِرٌ

Kamus-ı Muhit - مظهر maddesi

اَلْمُظْهِرُ [el-mużhir] (مُحْسِنٌ [muḩsin] vezninde) Tenbelît devesi ittihâz eden adama denir; yukâlu: هُمْ مُظْهِرُونَ إِذَا كَانَ لَهُمْ ظَهْرٌ كَمَا يُقَالُ مُنْجِبُونَ إِذَا كَانُوا أَصْحَابَ نَجَائِبَ Ve

مُظْهِرٌ [mużhir] Şol deveye denir ki onu zevâl vaktinin ısısı berbâd eylemiş ola; yukâlu: بَعِيرٌ مُظْهِرٌ إِذَا هَجَمَتْهُ الظَّهِيرَةُ

اَلْمُظَهَّرُ [el-mużahher] (مُعَظَّمٌ [muʹażżam] vezninde) Bu dahi kaviyyü’z-zahr olana denir. Mütercim der ki ehl-i Maġrib hîz ve puşt-dâdeye مُظَهَّرٌ [mużahher] ıtlâk ederler. İntehâ. Ve

مُظَهَّرٌ [Mużahher] ʹAbdulmelik b. Ḵureyb el-Aṡmaʹî ceddinin ismidir.

Vankulu Lugatı - مظهر maddesi

اَلْمُظَهِّرُ [el-Mużahhir] (mîm’in zammı ve hâ’nın kesri ve teşdîdiyle) Ricâlden bir kimsenin ismidir. Ve

مُظَهِّرٌ [mużahhir] Öyle vaktinde iş eşleyene dahi derler, Aṡmaʹî rivâyetinde; yukâlu: أَتَانَا فُلَانٌ مُظَهِّرًا أَيْ فِي وَقْتِ الظَّهِيرَةِ Aṡmaʹî eyitti: Bir kimseye مُظَهِّرٌ [mużahhir] diye ad verdikleri bu sebebdendir. Ebû ʹUbeyd eyitti: Aṡmaʹîden gayrı أَتَيْنَا فُلَانٌ مُظْهِرًا rivâyet kılmışlardır, hâ’nın tahfîfiyle vech dahi tahfîf ile olmaktır dedi.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı