erb ~ أَرْبٌ

Kamus-ı Muhit - أرب maddesi

الأَرْبُ [el-erb] (ضَرْبٌ [ḋarb] vezninde Şehâdet parmağıyla orta parmağın aralığına denir. Ve

أَرْبٌ [erb] masdar olur, düğümü pek bağlayıp muhkem eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَرَبَ الْعَقْدَ أَرْبًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا أَحْكَمَهُ Ve bir kimsenin bir ʹuzvuna vurmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَرَبَ فُلاَنًا إِذَا ضَرَبَ عَلَى اِرْبٍ لَهُ

الأَرَبُ [el-ereb] (fethateynle) Bir nesneye idmân eylemek maʹnâsınadır ki murâd, idmân ve iʹtiyâd ile üstâz ve hâzık olmaktır; yukâlu: أَرِبَ بِالشَّيْءِ أَرَبًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا دَرِبَ بِهِ يَعْنِي وَصَارَ فِيهِ مَاهِرًا Ve bir nesneye muhtâc olmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَرِبَ إِلَيْهِ إِذَا احْتَاجَ إِلَيْهِ Ve zamân saht ve müştedd olmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَرِبَ الدَّهْرُ إِذَا اشْتَدَّ Ve bir nesneye be-gâyet ʹaşk ve ʹalâka eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَرِبَ بِهِ إِذَا كَلِفَ Ve miʹde fâsid olmak maʹnâsındar; yukâlu: أَرِبَتْ مَعِدَتُهُ أَيْ: فَسَدَتْ Ve aʹzâ-i beden bir ʹârıza sebebiyle fasla fasla ayrılıp dökülmek maʹnâsınadır; yukâlu: أَرِبَ الرَّجُلُ إِذَا تَسَاقَطَتْ أَعْضَاؤُهُ وَقُطِعَ اِرْبُهُ ve yukâlu: أَرِبْتَ أَيُّهَا الرَّجُلُ مِنْ يَدَيْكَ أَيْ سَقَطَتْ أَرْآبُكَ مِنَ الْيَدَيْنِ خَاصَّةً Yaʹnî “Ellerine mahsûs olan ʹuzvların lahm-ı müherrâ gibi sapır sapır düşüp dökülsün.” İbn Ešamp;îr’in beyânına göre beyne’n-nâs mezmûm ve maʹyûb ve hacîl ve şerm-sâr olasın demekten kinâyedir. Ve

أَرَبٌ [ereb] Bir kimsenin eli kesilmek yâhûd fakîr olup eydî-i nâs ʹatiyyesine muhtâc olmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَرِبَتْ يَدُهُ أَيْ قُطِعَتْ اَوِ افْتَقَرَ فَاحْتَاجَ مَا بِأَيْدِي النَّاسِ Ve bu, ekserî bed-duʹâ mevkiʹinde îrâd olunur.

Vankulu Lugatı - أرب maddesi

اَلْأَرَبُ [el-ereb] (fethateynle) Rûzgâr katı olmak; yukâlu: أَرِبَ الدَّهْرُ مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا اشْتَدَّ Ve bir kimsenin aʹzâsı düşmeğe dahi derler; yukâlu: أَرِبَ الرَّجُلُ إِذَا تَسَاقَطَتْ أَعْضَاؤُهُ ve yukâlu: أَرِبْتَ مِنْ يَدَيْكَ أَيْ سَقَطَتْ آرَابُكَ مِنَ الْيَدَيْنِ خَاصَّةً Yaʹnî “Ellerine mahsûs olan ʹuzuvların düşsün.” Ve bir nesnede hâzık olmağa dahi ıtlâk olunur; yukâlu: أَرِبَ بِالشَّيْءِ إِذَا دَرِبَ بِهِ وَصَارَ بَصِيرًا فِيهِ فَهُوَ أَرِيبٌ وَقَدْ مَرَّ ve

أَرَبٌ [ereb] Hâcete ve hâcet-mend olmağa da derler; yukâlu: أَرِبَ الرَّجُلُ يَأْرَبُ أَرَبًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı