اَلْإِسْتِظْلَالُ [el-istiżlâl] Gölgeye varıp oturmak maʹnâsınadır; yukâlu: إِسْتَظَلَّ الظِّلُّ إِذَا مَالَ إِلَيْهِ وَقَعَدَ فِيهِ Ve bir nesneden yâ bir nesneyi gölgelik edip onunla gölgelenmek maʹnâsınadır; yukâlu: إِسْتَظَلَّ مِنَ الشَّيْءِ وَبِهِ إِذَا تَظَلَّلَ Ve asmanın ve teveğin salkımlı çubukları birbirine sarmaşmak maʹnâsınadır ki gölgeliği müstelzimdir; yukâlu: إِسْتَظَلَّ الْكَرْمُ إِذَا الْتَفَتَ نَوَامِيهِ Ve göz içeri batmak maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: إِسْتَظَلَّتِ الْعُيُونُ إِذَا غَارَتْ Ve içeriden kan fışkırıp çıkmak maʹnâsına müstaʹmeldir ki beşereyi setr eder; yukâlu: إِسْتَظَلَّ الدَّمُ إِذَا فَارَ مِنَ الْجَوْفِ
اَلْإِسْتِظْلَالُ [el-istiżlâl] (hemzenin ve tâ’nın kesriyle) Bir nesne ile kuytulanmak; yukâlu: إِسْتَظَلَّ بِالشَّجَرَةِ إِذَا اسْتَذْرَى بِهَا Ve إِسْتَذْرَى [istežrâ] žâl-ı muʹceme ve râ΄-i mühmele ile bir nesne ile kuytulanmaktır.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı