اَلْإِنْصَاتُ [el-inṡât] (hemzenin kesriyle) Bu dahi hâmûş olmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَنْصَتَ الرَّجُلُ بِمَعْنَى نَصَتَ Ve hâmûş olup söyleyen adamın sözüne kulak tutmak maʹnâsınadır ki hâss olur; yukâlu: أَنْصَتَهُ وَأَنْصَتَ لَهُ أَيْ سَكَتَ لَهُ وَاسْتَمَعَ لِحَدِيثِهِ Ve mütekellimi iskât eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَنْصَتَهُ إِذَا أَسْكَتَهُ Ve çalgı makûlesi lehve meyl eylemek maʹnâsına istiʹmâl olunur ki sebeb-i sükûttur; yukâlu: أَنْصَتَ اللَّهْوَ إِذَا مَالَ إِلَيْهِ
اَلْإِنْصَاتُ [el-inṡât] (hemzenin kesriyle) Sâkit olup bir sözü dinlemek; tekûlu: أَنْصَتُوهُ وَأَنْصَتُوا لَهُ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı