اَلْوُكُورُ [el-vukûr] (zammeteynle) ve
اَلْأَوْكَارُ [el-evkâr] (hemzenin fethiyle) Cemʹi, yuvalar maʹnâsına. Ebû Yûsuf eyitti: Ebû ʹAmr’dan istimâʹ ettim ki eydürdi: وَكْرٌ [vekr] mutlakan tayr cinsinin yaptığı yuvasıdır, her kanda olursa gerek dağ üzerinde olsun gerek ağaç üzerinde olsun. Ve
وَكْرٌ [vekr] Yuvaya dâhil olmağa dahi derler; yukâlu: وَكَرَ الطَّائِرُ يَكِرُ وَكْرًا إِذَا دَخَلَ وَكْرَهُ Ve
وَكْرٌ [vekr] Nâkanın bir cins seğirtmesidir ki onda sıçramak vardır. Ve atın dahi bu üslûb üzere seğirtmesine ıtlâk olunur. Ve
وَكْرٌ [vekr] Meşk doldurmağa da derler; tekûlu: وَكَرْتُ السِّقَاءَ وَكْرًا إِذَا مَلَأْتَهُ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı