اَلتَّسْحِيرُ [et-tesḩîr] (تَفْعِيلٌ [tefʹîl] vezninde) Bu dahi aldatmak ve reng ve hudʹa eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: سَحَّرَ فُلاَنًا إِذَا خَدَعَهُ
اَلتَّسْحِيرُ [et-tesḩîr] (ʹalâ-vezni اَلتَّكْرِيم [et-tekrîm]) Kezâlik sihr etmek maʹnâsına. Kâlallâhu taʹâlâ: ﴿إِنَّمَا أَنْتَ مِنَ الْمُسَحَّرِينَ﴾ (الشعراء 153، 185) Ve baʹzılar eyitti: مُسَحَّرٌ [musaḩḩer] şol kimsedir ki öyken sâhibi ola, bi-maʹnâ “مَنْ خُلِقَ ذَا سِحْرٍ” Bu takdîrce maʹnâ-yı âyet “إِنَّمَا أَنْتَ بَشِيرٌ” denmek olur. Ve baʹzılar eyitti: “مِنَ الْمُعَلَّلِينَ” maʹnâsınadır. Ve maʹnâ-yı taʹlîl el-ân mürûr etti.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı