التَّكْلِيءُ [et-teklî΄] (تَفْعِيلٌ [tefʹîl] vezninde) Bir nesneyi veresiye almak maʹnâsınadır; tekûlu: كَلَّأْتُ فِي الطَّعَامِ أَيْ أَخَذْتُهُ بِالنَّسِئَةِ Ve
تَكْلِيءٌ [teklî΄] ve
تَكْلِئَةٌ [tekli΄et] Gemiyi limana sokmak maʹnâsınadır; yukâlu: كَلَّأَ الْقَوْمُ سَفِينَتَهُمْ أَيْ أَدْنَوْهَا مِنَ الشَّطِّ Ve alıkomak, habs ve tevkîf maʹnâsınadır; yukâlu: كَلَّأَ فُلاَنًا إِذَا حَبَسَهُ Ve sebk ve takaddüm eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: كَلَّأَ فُلاَنٌ إِلَيْهِ إِذَا تَقَدَّمَ Ve bir şey΄e dikkat ve te΄emmül ile bakmak maʹnâsınadır; yukâlu: كَلَّأَ فِيهِ إِذَا نَظَرَ إِلَيْهِ مُتَأَمِّلاً
اَلتَّكْلِيءُ [et-teklî΄] (ʹalâ-vezni اَلتَّكْرِيم [et-tekrîm]) Selef vermek; yukâlu: كَلَّأْتُ فِي الطَّعَامِ تَكْلِيئًا إِذَا أَسْلَفْتَ فِيهِ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı