اَلتَّكَايُلُ [et-tekâyul] (تَفَاعُلٌ [tefâʹul] vezninde) Birbirine mükâfât üzere muʹâmele eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: هُمَا يَتَكَايَلَانِ أَيْ يَتَعَارَضَانِ بِالشَّتْمِ أَوِ الْوَتَرِ Ve kavluhum: لَا تَكَايُلَ بِالدَّمِ أَيْ لَا يَجُوزُ لَكَ أَنْ تَقْتُلَ إِلَّا ثَأْرَكَ Yaʹnî “Kâtilden gayrıyı katl câ΄iz değildir.” Tarafeynde fazl ve meziyyet cihetiyle müsâvât muʹteber değildir, kâtil gerek maktûlden dûn ve gerek efdal olsun, be-her hâl kısâs ona müteretteb olur.
اَلتَّكَايُلُ [et-tekâyul] (tâ’nın fethi ve yâ’nın zammı ile) Bi-maʹnâhu; tekûlu: كَايَلْتُهُ وَتَكَايَلْنَا إِذَا كَالَ لَكَ وَكِلْتَ لَهُ ve kavluhum: “لَا تَكَايُلَ بِالدَّمِ” Yaʹnî kâtilden gayrıyı katl câ΄iz değildir, zîra katlde müsâvât muʹteber değildir, yaʹnî eger kâtil fazlda maktûle berâber olmasa kâtili katlden tecâvüz olunmaz.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı