اَلتُّقَى [et-tuḵâ] (هُدَى [hudâ] vezninde) ve
اَلتَّقِيَّةُ [et-teḵiyyet] (غَنِيَّةٌ [ġaniyyet] vezninde) ve
اَلتِّقَاءُ [et-tiḵâ΄] (كِسَاءٌ [kisâ΄] vezninde) Bunlar da sakınmak maʹnâsınadır; tekûlu: تَقَيْتُهُ أَتْقِيهِ تُقًى وَتَقْيَةً وَتِقَاءً إِذَا حَذِرْتَهُ Şârihin beyânına göre bunların da aslı vâv’dır, tâ΄ vâv’dan bedeldir. Ve ʹinde’l-baʹz masâdır-ı mezbûre إِفْتِعَالٌ [iftiʹâl]-i mevhûmdandır. Şâfiye’de bu bahs mebsûttur.
اَلتَّقِيَّةُ [et-taḵiyyet] (tâ’nın fethi ve ḵâf’ın kesri ve yâ’nın teşdîdiyle) Bi-maʹnâhâ; yukâlu: إِتَّقَى تُقَاةً وَتَقِيَّةً مِثْلُ إِتَّخَمَ تُخَمَةً
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı