et-telʹ ~ اَلتَّلْعٌ

Kamus-ı Muhit - التلع maddesi

اَلتَّلْعُ [et-telʹ] (مَنْعٌ [menʹ] vezninde) Gündüz zuhûr eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: تَلَعَ النَّهَارُ تَلْعًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا طَلَعَ Ve kaba kuşluk olmak maʹnâsınadır; yukâlu: تَلَعَتِ الضُّحَى إِذَا انْبَسَطَتْ Ve bir kimse içinde olduğu nesneden başını taşra çıkarmak maʹnâsınadır; yukâlu: تَلَعَ الرَّجُلُ إِذَا أَخْرَجَ رَأْسَهُ عَمَّا كَانَ فِيهِ ve yukâlu: تَلَعَ الثَّوْرُ إِذَا أَخْرَجَ رَأْسَهُ مِنَ الْكِنَاسِ

اَلتَّلَعُ [et-telaʹ] (fethateynle) تَرَعٌ [teraʹ] vezninde ve mürâdifidir ki dolmak maʹnâsınadır; yukâlu: تَلِعَ الْإِنَاءُ تَلَعًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا امْتَلَأَ Ve boyun uzun olmak maʹnâsınadır; yukâlu: تَلُعَتْ عُنُقُهُ وَتَلِعَتْ تَلَعًا مِنَ الْبَابِ الْخَامِسِ وَالرَّابِعِ إِذَا طَالَتْ ve yukâlu: تَلُعَ الرَّجُلُ وَتَلِعَ إِذَا طَالَتْ عُنُقُهُ

اَلتَّلِعُ [et-teliʹ] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) Dolu kaba denir; yukâlu: إِنَاءٌ تَلِعٌ أَيْ مَلْآنُ

Vankulu Lugatı - التلع maddesi

اَلتَّلْعٌ [et-telʹ] (tâ’nın fethi ve lâm’ın sükûnuyla) Gündüz mürtefiʹ olmak; yukâlu: تَلَعَ النَّهَارُ إِذَا ارْتَفَعَ

اَلتَّلَعُ [et-telaʹ] (fethateynle) Boyun uzun olmak; yukâlu: رَجُلٌ تَلَعٌ إِذَا كَانَ طَوِيلَ الْعُنُقِ

اَلتَّلِعُ [et-teliʹ] (tâ’nın fethi ve lâm’ın kesriyle) O cânibe bu cânibe çok iltifât edici kimse; yukâlu: رَجُلٌ تَلِعٌ إِذَا كَانَ كَثِيرَ التَّلَفُّتِ حَوْلَهُ Ve

تَلِعٌ [teliʹ] Dolu olan çanağa dahi derler; yukâlu: إِنَاءٌ تَلِعٌ أَيْ مُمْتَلِئٌ Ve bu تَرِعٌ [teriʹ] maʹnâsında lügat yâhûd لَثْعَةٌ [lešamp;ʹat]tir, yaʹnî tecvîdde kusûr olmadandır.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı