اَلتُّنُوخُ [et-tunûḣ] (nûn’la قُعُودٌ [ḵuʹûd] vezninde) Bir mekânda ikâmet eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: تَنَخَ بْالْمَكَانِ تُنُوخًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا أَقَامَ
اَلتَّنَوُّخُ [et-tenevvuḣ] (تَفَعُّلٌ [tefaʹʹul] vezninde) Erkek deve, nâkayı aşmak için çökermek maʹnâsınadır; yukâlu: تَنَوَّخَ الْجَمَلُ النَّاقَةَ إِذَا أَبْرَكَهَا لِلسِّفَادِ Ve bu maʹnâda lâzım olur; yukâlu: تَنَوَّخَتِ النَّاقَةُ إِذَا بَرَكَتْ
اَلتَّنَوُّخُ [et-tenevvuḣ] (fethateynle ve vâv’ın zammı ve teşdîdiyle) Erkek deve nâkayı cimâʹ etmek için çökermek; yukâlu: تَنَوَّخَ الْجَمَلُ النَّاقَةَ أَنَاخَهَا لِيَسْفَدَهَا Ve سِفَادٌ [sifâd] sîn-i mühmele ile ve fâ΄ ile davar cimâʹ etmek maʹnâsınadır; ve minhu kavluhum: نَوَّخَ اللهُ الْأَرْضَ طَرُوقَةً لِلْمَاءِ Yaʹnî “Hudâ-yı taʹâlâ yeri suya mütehammil kılsın.”
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı