eḋ-ḋi΄bil ~ اَلضِّئْبِلُ

Kamus-ı Muhit - الضئبل maddesi

اَلضِّئْبِلُ [eḋ-ḋi΄bil] (زِئْبِرٌ [zi΄bir] vezninde ve kalîlen bâ’nın zammıyla) Âfet ve dâhiye maʹnâsınadır. Ve kelâm-ı ʹArabda işbu ضِئْبِلٌ [ḋi΄bil] ve زِئْبِرٌ [zi΄bir] kelimelerinden gayrı فِعْلِلٌ [fiʹlil] vezninde yoktur, yaʹnî fâ’nın kesri ve lâm’ın zammıyla ki lügat-ı sâniyeye göredir, hattâ mü΄ellif زِئْبِرٌ mâddesinde onun lahn olduğuna dahi kavl zikr eyledi, lâkin mü΄ellif ṡâd-ı mühmele ile صِئْبِلٌ [ṡi΄bil] kelimesini dahi vezn-i mezbûrda zikr eyledi, fe’lyunzar.

Vankulu Lugatı - الضئبل maddesi

اَلضِّئْبِلُ [eḋ-ḋi΄bil] (ḋâd’ın ve bâ’nın kesri ve hemzenin mâ-beynde sükûnuyla) Âfet, dâhiye maʹnâsına, زِئْبِرٌ [zi΄bir] gibidir veznde ve maʹnâda. Ve gâh olur bâ mazmûm dahi kılınır. Šaʹleb eyitti: Kelâm-ı ʹArabda فَعْلَلٌ [faʹlel] yoktur, fâ’nın ve kesri ve lâm-ı evvelin zammı ile. Eger ضِئْبِلٌ [ḋi΄bil] ile زِئْبِرٌ [zi΄bir] vârid olmuşsa nevâdirden olur dedi. Ve İbn Keysân eyitti: Kaçan bu kelimeler zikr olunan vezn üzere gelseler hemze zâ΄id olmasına delâlet eder, zîrâ kaçan ki bir kelimede harf-i zâ΄id ola, binâ΄-i usûlden hâric olması câ΄iz olur, lâkin hemze hurûf-ı usûldendir. Pes hurûf-ı usûldan olduğu için zammla gelmesi câ΄iz olmadı misâleyn-i mezbûreynde dedi.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı