اَلْمُبْرَزُ [el-mubrez] (مُكْرَمٌ [mukrem] vezninde) ve
اَلْمَبْرُوزُ [el-mebrûz] Açılmış mektûba denir; yukâlu: كِتَابٌ مُبْرَزٌ وَمَبْرُوزٌ أَيْ مَنْشُورٌ [Ve bu] إِبْرَازٌ [ibrâz]dan mefʹûl olmakla sîga-i sâniye gayr-i kıyâs üzeredir.
اَلْمَبْرُوزُ [el-mebrûz] (mîm’in fethi ve râ’nın zammıyla) Şol mektûbdur ki açılmış ola; yukâlu: كِتَابٌ مَبْرُوزٌ أَيْ مَنْشُورٌ وَهُوَ عَلَى غَيْرِ قِيَاسٍ حَتَّى أَنْكَرَ أَبُو حَاتِمٍ اَلْمَبْرُوزَ الْوَاقِعَ فِي بَعْضِ الْأَشْعَارِ وَقَالَ لَعَلَّهُ الْمَزْبُورُ بِمَعْنَى الْمَكْتُوبِ Ve Cevherî eydür: مَبْرُوزٌ [mebrûz] Lebîd’in şiʹrinde dahi vâkiʹ olmuştur, inkârın aslı yoktur demiştir. Velâkin Cevherî cevâb verip Ebû Ḩâtim’in maksûdu maklûb olmasına işârettir, kelâmda vukûʹuna inkâr değil diye tevcîh olunmak baʹîd değil, pes inkâr asl-ı vazʹa nazaran olur, istiʹmâle nazaran olmaz.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı