el-mecret ~ اَلْمَجْرَةُ

Kamus-ı Muhit - المجرة maddesi

اَلْمَجْرَةُ [el-mecret] (تَمْرَةٌ [temret] vezninde) Arık ve zebûn koyuna denir; yukâlu: شَاةٌ مَجْرَةٌ أَيْ مَهْزُولَةٌ

اَلْمَجَرَّةُ [el-mecerret] (hâ’yla) Bâbu’s-semâ΄ yaʹnî gök kapısına denir, ʹalâ-kavlin شَرَجٌ [şerec] yaʹnî Fârisîde kehkeşân, Türkîde saman uğrusu dedileri beyâza denir ki geceler felekte hurde kevâkib-i sehâbiyye ictimâʹından yol şeklinde görünen beyâzdır; bir tarafa doğru çekildiği için ıtlâk olundu.

Vankulu Lugatı - المجرة maddesi

اَلْمَجْرَةُ [el-mecret] (mîm’in fethi ve cîm’in sükûnuyla) Kezâlik karnında veledi büyük olan koyun ki ayak üzere duramaya, Yaʹḵûb rivâyeti üzere. Aṡmaʹî eyitti: ʹAsker-i ʹazîme مَجْرٌ [mecr] dedikleri bu maʹnâdandır, yaʹnî sıkletli olduğu içindir. Ve İbn Lisâni’l-Ḩummere ki ʹArab fusahâsından bir kimsedir, ondan koyun sürüsünün hâli su΄âl olundukta eyitti: “مَالُ صِدْقٍ قَرْيَةٌ لَا حِمًى بِهَا إِذَا أَفْلَتَتْ مِنْ مَجْرَتَيْهَا” Yaʹnî koyun bir mâl-ı sahîhtir ki hûb-havâ olan karyeye benzer, kaçan iki şiddetten hâlî olsa biri şiddet-i dehrî ve biri şiddet-i sibâʹ. Ve baʹzı nüshada مِنْ مَجْرَتَيْهَا bedeline مِنْ جُرَّتَيْهَا vâkiʹ olmuştur. Ve جُرَّةٌ [curret] cîm’in zammıyla ve râ’nın teşdîdiyle dâm maʹnâsınadır ki onunla sayd ele getirilir.

اَلْمَجَرَّةُ [el-mecerret] (mîm’in ve cîm’in fethiyle) Gökte samanlık yolu dedikleri nesne, kehkeşân maʹnâsına. مَجَرَّةٌ [mecerret] dediler, zîrâ مَجَرٌّ [mecerr] ulu ʹasker yoludur, ona teşbîh olunup kehkeşâna مَجَرَّةٌ [mecerret] dediler.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı