اَلْمُعَاجَزَةُ [el-muʹâcezet] (مُفَاعَلَةٌ [mufâʹalet] vezninde) Bir adam ardından yetişilmemek vech üzere gitmek maʹnâsınadır; yukâlu: عَاجَزَ فُلاَنٌ إِذَا ذَهَبَ فَلَمْ يُوصَلْ إِلَيْهِ Ve bâb-ı mugâlebeden müsâbaka maʹnâsına gelir; yukâlu: عَاجَزَ فُلاَنًا أَيْ سَابَقَهُ فَعَجَزَهُ أَيْ سَبَقَهُ Ve sâ΄irin ʹaczini mûcib olan sika ve muʹtemed tarafına meyl ve mürâcaʹat eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: عَاجَزَ إِلَى ثِقَةٍ إِذَا مَالَ إِلَيْهِ Ve kavluhu taʹâlâ: ﴿وَالَّذِينَ سَعَوْا فِي آيَاتِنَا مُعَاجِزِينَ﴾ أَيْ يُعَاجِزُونَ الْأَنْبِيَاءَ وَأَوْلِيَاءَهُمْ يُقَاتِلُونَهُمْ وَيُمَانِعُونَهُمْ لِيُصَيِّرُوهُمْ إِلَى الْعَجْزِ عَنْ أَمْرِ اللهِ تَعَالَى أَوْ مُعَانِدِينَ مُسَابِقِينَ أَوْ ظَانِّينَ أَنَّهُمْ يُعْجِزُونَنَا
اَلْمُعَاجَزَةُ [el-muʹâcezet] (mîm’in zammı ve cîm’in fethiyle) Bir kimse gidip ardından erişilmemek. Ve bir nesneye meyl ve mürâcaʹat etmeğe de derler; yukâlu: إِنَّهُ لَيُعَاجِزُ إِلَى ثِقَةٍ إِذَا مَالَ إِلَيْهِ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı