اَلتَّوْطِينُ [et-tevṯîn] (تَفْعِيلٌ [tefʹîl] vezninde) Bu dahi bir yeri yurt edinmek maʹnâsınadır; yukâlu: وَطَّنَهُ بِمَعْنَى أَوْطَنَهُ Ve
تَوْطِينُ النَّفْسِ [tavṯînu’n-nefs] Bir nesneye samîmî rabt-ı kalb edip onu karâr-dâde kılmak maʹnâsınadır; yukâlu: وَطَّنَ نَفْسَهُ عَلَيْهِ إِذَا مَهَّدَهَا
اَلْإِتِّطَانُ [el-ittiṯân] (hemzenin kesri ve tâ’nın kesri ve teşdîdiyle) Bi-maʹnâhu eyzan. Bu bâb-ı إِفْتِعَالٌ [iftiʹâl]dendir, kalb ve idgâmla إِتِّطَانٌ olmuştur. Ve
تَوْطِينُ النَّفْسِ [tevṯînu’n-nefs] Nefsi bir nesneye yakıştırmaktır.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı