el-celet ~ اَلْجَلَةُ

Kamus-ı Muhit - الجلة maddesi

اَلْجُلَّةُ [el-cullet] (cîm’in zammıyla) Büyük hurmâ küfesine ve zenbîline denir ki başkaca bir deng olur, hurmâ dallarından işlenir; cemʹi جِلَالٌ [cilâl] gelir cîm’in kesriyle ve جُلَلٌ [culel] gelir, صُرَدٌ [ṡurad] vezninde. Mü΄ellif bunu tekrâr eylemiştir, Muḵaddimetu’l-Edeb’de yaş hurmâ dengi ile müfesserdir.

اَلْجِلَّةُ [el-cillet] (cîm’in kesriyle) Vech-i mezkûr üzere جَلِيلٌ [celîl]in cemʹidir, kadr ve şân sâhibleri ʹuzamâ΄ ve sâdâta denir; yukâlu: قَوْمٌ جِلَّةٌ أَيْ عُظَمَاءُ وَسَادَةٌ ذَوُوا أَخْطَارٍ Ve yaşlı ve sâl-horde adama ve deveye denir; müfred ve cemʹine ve müzekker ve mü΄ennesine ıtlâk olunur, ʹalâ-kavlin iki yaşından بَازِلٌ [bâzil] oluncaya dek nâkaya denir yâhûd iki yaşında olan erkek deveye denir yâhûd erkeğine جِلٌّ [cill] ve nâkaya جِلَّةٌ [cillet] denir; yukâlu: بَعِيرٌ جِلٌّ وَنَاقَةٌ جِلَّةٌ

Vankulu Lugatı - الجلة maddesi

اَلْجَلَةُ [el-celet] (fethateynle ve tahfîfiyle) Kezâlik başın mukaddeminin kılları olmamaktır.

اَلْجَلَّةُ [el-cellet] (cîm’in fethiyle) Deve necâseti; yukâlu: إِنَّ بَنِي فُلَانٍ وَقُودُهُمُ الْجَلَّةُ وَوَقُودُهُمُ الْوَأْلَةُ Ve وَأْلَةٌ [ve΄let] vâv’ın fethi ve hemzenin sükûnuyla mutlakan davar necâseti, huşkî maʹnâsına.

اَلْجُلَّةُ [el-cullet] (cîm’in zammıyla) Hurmâ kodukları zarf, viʹâ΄-i temr maʹnâsına.

اَلْجِلَّةُ [el-cillet] (cîm’in kesriyle) Yaşlı olan deve;جَلِيلٌ [celîl]in cemʹidir, صَبِيٌّ [ṡabiyy] ile صِبْيَةٌ [ṡibyet] gibi. Ve

جِلَّةٌ [cillet] Yaşlı olan adamlara dahi derler; yukâlu: مَشْيَخَةٌ جِلَّةٌ Ve مَشْيَخَةٌ [meşyeḣat] mîm’in ve yâ’nın fethiyle شَيْخٌ [şeyḣ]in cemʹidir, yaşlı pîrler maʹnâsına.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı