el-culḩ ~ اَلْجُلْحُ

Kamus-ı Muhit - الجلح maddesi

اَلْجَلْحُ [el-celḩ] (cîm’in fethi ve lâm’ın sükûnuyla) Davar ağacın yukarı dallarını kemirip kabuklarını soymak maʹnâsınadır; yukâlu: جَلَحَ الْمَالُ الشَّجَرَ جَلْحًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا رَعَى أَعَالِيَهُ وَقَشَرَهُ

اَلْجُلَّحُ [el-cullaḩ] (cîm’in zammıyla سُكَّرٌ [sukker] vezninde) Boynuzsuz sığıra ıtlâk olunur; yukâlu: بَقَرٌ جُلَّحٌ أَيْ بِلاَ قُرُونٍ Ve gerçi mü΄ellif vezn-i mezkûr ile takyîd eylemiştir, lâkin ümmehât-ı sâ΄irede cîm’in zammı ve lâm’ın sükûnuyla mazbûttur ki أَجْلَحُ [eclaḩ] ve جَلْحَاءُ [celḩâ΄] kelimelerinden cemʹdir; yukâlu: ضَأْنٌ أَجْلَحُ وَبَقَرَةٌ جَلْحَاءُ وَبَقَرٌ جُلَّحٌ

اَلْجَلَحُ [el-celaḩ] (fethateynle) Başın iki cânibinde kıl eseri olmamak vech üzere kel olmak maʹnâsınadır ki gerek hılkî ve gerek ʹarazî olsun; yukâlu: جَلِحَ الرَّجُلُ جَلَحًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا صَارَ مُنْحَسِرَ الشَّعْرِ مِنْ جَانِبَيْ رَأْسِهِ O recüle أَجْلَحُ [eclaḩ] denir. Zemaḣşerî, başının önünde kıl olmayan ile ve Münîrî, başının önünün iki tarafında kıl olmayanla tefsîr eylemiştir.

Vankulu Lugatı - الجلح maddesi

اَلْجُلْحُ [el-culḩ] (cîm’in zammıyla) Şol sığırdır ki boynuzu olmaya.

اَلْجَلْحُ [el-celḩ] (cîm’in fethi ve lâm’ın sükûnuyla) Davar ağacın budakların otlayıp kabın soymağa derler.

اَلْجَلَحُ [el-celaḩ] (fethateynle) Başta bir hâlettir ki o نَزَعٌ [nezaʹ]dan ziyâdedir ki نَزَعٌ [nezaʹ] baş kılı başın iki cânibinde açık bitmektir ve bunun o mertebesi نَزَعٌ [nezaʹ] ondan sonra جَلَحٌ [celaḩ] ondan sonra صَلَعٌ [ṡalaʹ]dır; yukâlu: جَلِحَ الرَّجُلُ مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı