اَلْمِلْوَاحُ [el-milvâḩ] (mîm’in kesriyle) Uzun şey΄e denir. Ve arık hayvâna denir, ضَامِرٌ [ḋâmir] maʹnâsına. Ve tîz arıklayan hatuna denir; yukâlu: إِمْرَأَةٌ مِلْوَاحٌ أَيْ سَرِيعَةُ الْهُزَالِ Ve göğüs tahtası ve kürekleri ve kaburgaları büyük olan insân ve hayvâna denir; yukâlu: رَجُلٌ وَبَعِيرٌ مِلْوَاحٌ أَيْ عَظِيمُ اْلأَلْوَاحِ Ve
مِلْوَاحٌ [Milvâḩ] ʹAmr b. Ebî Seleme’nin kılıcı ismidir. Ve şol baykuşa denir ki doğan makûlesi kuş sayd edenler onun ayağına ip bağlayıp gömeltiden taşra salıverirler ve gâhca beri öte çekip tahrîk ederler. Şikârî kuşlar sayd zannıyla ona hücûm edip pâ-girifte-i dâm-ı hırs olurlar. Ve sâ΄ir kuş ile de sayd ederler, “Kuşu kuş ile sayd ederler” meseli maʹlûmdur. Hâlen bâgçelerde iskete makûlesi kuşları kafesteki kuş ile sayd ederler. Fârisîde ona pây-dâm ve Türkîde mostra ve pırlak taʹbîr olunur. Ve
مِلْوَاحٌ [milvâḩ] Tîz tîz susar olan insân ve hayvâna denir.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı