اَلْحَتْيُ [el-ḩaty] (رَمْيٌ [remy] vezninde) Bir nesneyi muhkem dikmek maʹnâsınadır; tekûlu: حَتَيْتَهُ إِذَا خِطْتَهُ وَأَحْكَمْتَهُ Ve bükmek maʹnâsınadır; tekûlu: حَتَيْتُ الْحَبْلَ إِذَا فَتَلْتَهُ
اَلْحَتِيُّ [el-ḩatiyy] (غَنِيٌّ [ġaniyy] vezninde) مُقْلٌ [muḵl] kavutuna denir. Ve مُقْلٌ [muḵl] dedikleri yemişe yâhûd kemterine yâhûd kurumuşuna denir. Ve zenbîl örecek esbâba yâhûd henüz zenbîl olmayan hasırına denir. Ve hurmânın yerde yâ zenbîlde kalan kabuk ve döküntü makûlesi hâşâkine denir. Ve süpürüntüye denir. Ve arı gömecinde kalan balsız kabuk ve hışır makûlesine denir.
اَلْحَتِيُّ [el-ḩatiyy] (ḩâ’nın fethi ve yâ’nın teşdîdiyle فَعِيلٌ [faʹîl] vezni üzere) سَوِيقُ مُقْلٍ maʹnâsına. Ve مُقْلٌ [muḵl] hurmâ-yı Hindî demekle maʹrûf olan meyvedir.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı