اَلْخُوقُ [el-ḣûḵ] (ḣâ’nın zammıyla) Atın hâyesi çevresinde olan salkı deriye denir ki zekeri çekildikte ona bürünür.
اَلْخَوَقُ [el-ḣavaḵ] (fethateynle) Bolluğa denir; yukâlu: فِيهِ خَوَقٌ أَيْ سَعَةٌ Ve uyuzluğa denir, جَرَبٌ [cereb] maʹnâsına.
اَلْخَوْقُ [el-ḣavḵ] (فَوْقٌ [fevḵ] vezninde) Kulak küpesinin ve salkım küpenin halkasına denir. Ve
خَوْقٌ [ḣavḵ] Masdar olur, zeker ferce girip çıkarken öttürmek maʹnâsınadır; yukâlu: خَاقَ الرَّجُلُ الْمَرْأَةَ إِذَا فَعَلَ بِهَا الْخْاقِ بَاقِ Ke-mâ se-yuzkeru.
اَلْخَوَقُ [el-ḣavaḵ] (fethateynle) Masdardır, مَفَازَةٌ خَوْقَاءُ ve بِئْرٌ خَوْقَاءُ dedikleri kavllerinden ʹalâ-mâ se-yecî΄u. Ve
خَوَقٌ [ḣavaḵ] Giciğe de derler,جَرَبٌ [cereb] maʹnâsına.
اَلْخَوْقُ [el-ḣavḵ] (ḣâ’nın fethi ve vâv’ın sükûnuyla) Halka, gerek kapı halkası olsun gerek gayrı olsun.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı