اَلدَّلُوعُ [ed-delûʹ] (صَبُورٌ [ṡabûr] vezninde) Yolda sâ΄ir develeri sebk ve takaddüm eder olan nâkaya denir; yukâlu: نَاقَةٌ دَلُوعٌ إِذَا كَانَتْ تَتَقَدَّمُ الْإِبِلَ
اَلدُّلُوعُ [ed-dulûʹ] (zammeteynle) Dil taşra çıkmak; yukâlu: دَلَعَ لِسَانُهُ إِذَا خَرَجَ يَتَعَدَّى وَلَا يَتَعَدَّى Kıyâsa evfak olan lâzımın masdarı فُعُولٌ [fuʹûl] vezni üzere gelmektir, egerçi فَعْلٌ [faʹl] vezni üzere gelmesine sâhib-i Maṡâdır ve sâhib-i Ṡurâḩ zâhib olup müteʹaddîle lâzımın masdarların fark etmemişlerdir ve farka sâhib-i Ḵâmûs işâret etmiştir.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı