اَلذَّعَرُ [ež-žeʹar] (fethateynle) Medhûş olmak maʹnâsınadır; yukâlu: ذَعِرَ الرَّجُلُ ذَعْرًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا دَهِشَ
اَلذُّعَرُ [ež-žuʹar] (صُرَدٌ [ṡurad] vezninde) Korkunç nesneye denir; yukâlu: ذَعَرَهُ ذُعْرٌ أَيْ أَمْرٌ مَخُوفٌ
اَلذَّعْرُ [ež-žaʹr] (žâl’ın fethiyle) Korkutmak ve korkuya düşürmek maʹnâsınadır; yukâlu: ذَعَرَهُ ذَعْرًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا خَوَّفَهُ
اَلذُّعْرُ [ež-žuʹr] (žâl’ın zammı ve ʹayn’ın sükûnuyla) İsmdir, korkuya denir, havf maʹnâsına.
اَلذَّعْرُ [ež-žaʹr] (žâl’ın fethi ve ʹayn’ın sükûnuyla) Korkutmak; yukâlu: ذَعَرْتُهُ أَذْعَرُهُ ذَعْرًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا أَفْزَعْتَهُ
اَلذُّعْرُ [ež-žuʹr] (žâl’ın zammıyla) İsmdir, korku maʹnâsına.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı