اَلذِّمُّ [ež-žimm] (žâl’ın kesriyle) Kefâlet maʹnâsınadır. Ve fart-ı hüzâlden ölümcül kertesine varmış insân ve hayvâna denir; yukâlu: رَجُلٌ وَفَرَسٌ ذِمٌّ أَيِ الْمُفْرِطُ الْهُزَالِ الْهَالِكُ
اَلذَّمُّ [ež-žemm] (žâl’ın fethi ve mîm’in teşdîdiyle) ve
اَلْمَذَمَّةُ [el-mežemmet] (mîm’in ve žâl’ın fethiyle) Yermek ve karamak maʹnâsınadır, övmek mukâbilidir; yukâlu: ذَمَّهُ ذَمًّا وَمَذَمَّةً مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ ضِدُّ مَدَحَهُVe tekûlu: إِفْعَلْ كَذَا وَخَلَاكَ ذَمٌّ أَيْ خَلَا مِنْكَ ذَمٌّ أَيْ لَا تُذَمُّ Burada إِفْعَلْ emr-i sîgasıyladır. Ve vâv-ı خَلَاكَ lâm-ı taʹlîl maʹnâsına olmakla “Sen şöylece işle ki senden zemm ve levm zâ΄il olsun” yaʹnî beyne’n-nâs melûm ve mezmûm olmayasın. Ve
ذَمٌّ [žemm] Burundan sümük akmak maʹnâsınadır; yukâlu: ذَمَّ أَنْفَهُ وَذَنَّ إِذَا سَالَ
اَلذَّمُّ [ež-žemm] (žâl’ın fethi ve mîm’in teşdîdiyle) Yermek ki övmeğin mukâbilidir; yukâlu: ذَمَّهُ مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ Kâle İbnu’s-Sikkît; yukâlu: إِفْعَلْ كَذَا وَكَذَا أَوْ خَلَاكَ ذَمٌّ قَالَ وَلَا تَقُلْ وَخَلَاكَ ذَنْبٌ وَالْمَعْنَى وَخَلَا مِنْكَ ذَمٌّ أَيْ لَا تَذُمُّ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı