اَلرِّضَا [er-riḋâ] (râ’nın kesri ve zammı ve elifin kasrıyla) ve
اَلرِّضْوَانُ [er-riḋvân] (râ’nın kesri ve zammıyla) ve
اَلْمَرْضَاةُ [el-merḋât] (مَرْمَاةٌ [mermât] vezninde) Hoşnûd olmak maʹnâsınadır; yukâlu: رَضِيَ عَنْهُ وَعَلَيْهِ رِضًا وَرِضْوَانًا وَمَرْضَاةً مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ ضِدُّ سَخِطَ Şârih der ki Miṡbâḩ’ta bi-nefsihi müteʹaddî olarak رَضِيتُ الشَّيْءَ ve bâ΄ harfiyle إِخْتَرْتُهُ lafzıyla müfesser olup ve عَنْ ve عَلَى ile taʹdiyesi lügat-i Ḩicâz olmak üzere mersûmdur ve عَلَى ile taʹdiyesi ikbâl maʹnâsını mutazammın olup yâhûd nakîzi olan سَخِطَ üzere mahmûldur. Ve bu mâdde vâvî iken yâ’ya kalb olunmuştur. İntehâ. Ve
رِضَا [riḋâ] Bir nesneyi pesend ve ihtiyâr eylemek maʹnâsınadır. Bunda bi-nefsihi ve bâ΄ harfiyle istiʹmâl olunur; tekûlu: رَضِيتُهُ بِهِ وَرَضِيتُ بِهِ إِذَا اخْتَرْتَهُ Ve
رِضَا [riḋâ] مَرْضِيٌّ [merḋiyy] maʹnâsına gelir ki mübâlagaten vasf olur; yukâlu: رَجُلٌ رِضًا أَيْ مَرْضِيٌّ
اَلرُّضْوَانُ [er-ruḋvân] (râ’nın zammı ve ḋâd’ın sükunuyla) Bi-maʹnâhu,lügatun fîhi.
اَلرِّضَوَانِ [er-riḋavân] (râ’nın kesri ve ḋâd’ın fethiyle) رِضًا [riḋâ]nın tesniyesidir, حِمَوَانِ [ḩimevâni] gibi koru maʹnâsına olan حِمَى [ḩimâ]nın tesniyesinde Kisâ΄î rivâyeti üzere hâlâ ki vech حِمَيَانِ [ḩimeyân] ve رِضَيَانِ [riḋayân]dir ki bunların cemîʹisi vâv’dan maklûbdur. Ve ʹArab tâ΄ifesinden baʹzı kimse رِضَيَانِ [riḋayân] ve حِمَيَانِ [ḩimeyân] derler, asl üzerine lâkin vâv’la gelmesi ekserdir dedi.
اَلرِّضْوَانُ [er-riḋvân] (râ’nın kesri ve ḋâd’ın sükûnuyla) Bir nesneden hoşnûd olmak, رضا [riḋâ] maʹnâsına.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı