er-raṯab ~ اَلرَّطَبُ

Kamus-ı Muhit - الرطب maddesi

اَلرَّطَبُ [er-raṯab] (fethateynle) Lisâna savâb ve hatâ ne gelirse söylemek maʹnâsınadır; yukâlu: رَطِبَ الرَّجُلُ رَطَبًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا تَكَلَّمَ بِمَا عِنْدَهُ مِنَ الصَّوَابِ وَالْخَطَإِ

اَلرَّطْبُ [er-raṯb] (râ’nın fethi ve ṯâ’nın sükûnuyla) Yaş maʹnâsınadır ki kuru mukâbilidir; yukâlu: شَيْءٌ رَطْبٌ أَيْ ضِدُّ يَابِسٍ Ve ter ü tâze ve mülâyim nesneye ıtlâk olunur; yukâlu: غُصْنٌ رَطْبٌ وَرِيشٌ رَطْبٌ أَيْ نَاعِمٌ ve yukâlu: غُلاَمٌ رَطْبٌ أَيْ فِيهِ لِينُ النِّسَاءِ Yaʹnî “Mahbûbelerin pâlûze tenleri gibi ter ü nerm ve nâzük bedenli mahbûb oğlandır.”

اَلرُّطَبُ [er-ruṯab] (صُرَدٌ [ṡurad] vezninde) Nuzc bulmuş tâze hurmâya denir. Müfredi رُطَبَةٌ [ruṯabet] hâ’yla; cemʹi أَرْطَابٌ [erṯâb] gelir; yukâlu: كَثُرَ رُطَبُ النَّخْلِ وَرُطَبَتُهُ وَأَرَطَابُهُ وَهُوَ نَضِيجُ الْبُسْرِ Ve tâze hurmâ beyʹ edene رُطَبِيٌّ [ruṯabiyy] denir, Aḩmed b. Selâme er-Ruṯabî kibâr-ı Şâfîʹiyye’den fakîh-i meşhûrdur. Ve hafîdi Ḵâḋî Ebû İsḩâḵ İbrâhîm b. ʹAbdullâh b. Aḩmed ve birâderzâdesi Muḩammed b. ʹUbeydullâh er-Ruṯabî muhaddisîndendir, Ebu’l-Ḵâsım b. el-Busrî râvîsidir.

اَلرُّطْبُ [er-ruṯb] (râ’nın zammıyla) ve

اَلرُّطُبُ [er-ruṯub] (zammeteynle) Tâze ve yeşil çayırlığa ve çemen-zâra ve sebzevât bostânına denir. Ve tâze ve yeşil şecere denir; ʹalâ-kavlin tâze ve yeşil çayır ve çemen bölüğüne denir.

Vankulu Lugatı - الرطب maddesi

اَلرَّطْبُ [er-raṯb] (feth-i râ ile) يَابِسٌ [yâbis]in mukâbilidir ki yaş demek olur; yukâlu: رَطُبَ الشَّيْءُ رُطُوبَةً مِنَ الْبَابِ الْخَامِسِ فَهُوَ رَطْبٌ Râ’nın fethi ve tâ’nın sükûnuyla. Ve

رَطْبٌ [raṯb] Ata yonca vermeğe dahi derler; yukâlu: رَطَبْتُ الْفَرَسَ رَطْبًا مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ

اَلرُّطَبُ [er-ruṯab] (râ’nın zammı ve ṯâ’nın fethiyle) Tâze hurmâ. Vâhidi اَلرُّطَبَةُ [er-ruṯabet] ve cemʹi اَلْأَرْطَابُ [el-erṯâb] ve اَلرِّطَابُ [er-riṯâb] gelir râ’nın kesriyle. Ve رُطَبَةٌ [ruṯabet]in cemʹi اَلرُّطَبَاتُ [er-ruṯabât] ve اَلرُّطَبُ [er-ruṯab] gelir.

اَلرُّطُبُ [er-ruṯub] (bi’z-zammeteyn) Bi-maʹnâhu fe-yekûnu misle: عُسْر [ʹusr] ve عُسُر [ʹusur].

اَلرُّطْبُ [er-ruṯb] (râ’nın zammı ve ṯâ’nın sükûnuyla) Tâze ot, كَلَأٌ [kele΄] maʹnâsına.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı