اَلزَّيْدُ [ez-zeyd] (zâ’nın fethi ve kesri ve yâ’nın sükûnuyla) ve
اَلزَّيَدُ [ez-zeyed] (fethateynle) ve
اَلزِّيَادَةُ [ez-ziyâdet] (zâ’nın kesriyle) ve
اَلْمَزِيدُ [el-mezîd] (masdar-ı mîmî olarak) ve
اَلزَّيْدَانُ [ez-zeydân] (مَيْدَانٌ [meydân] vezninde ki bu şâzdır, شَنْآنٌ [şen΄ân] lafzı gibi) Mecmûʹu artmak maʹnâsınadır; yukâlu: زَادَ الشَّيْءُ زَيْدًا وَزَيَدًا وَزِيَادَةً وَمَزِيدًا وَزَيْدَانًا إِذَا نَمَا وَفَضَلَ
اَلزِّيدُ [ez-zîd] (zâ’nın kesriyle) Ziyâdeliktir.
اَلزَّيْدُ [ez-zeyd] (zâ’nın fethi ve yâ’nın sükûnuyla) ve
اَلزِّيَادَةُ [ez-ziyâdet] (zâ’nın kesriyle) Artmak, nümuvv maʹnâsına.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı