اَلسَّرَجُ [es-serec] (fethateynle) Bir adamın çehresi güzel ve tâb-dâr olmak maʹnâsınadır; yukâlu: سَرِجَ الرَّجُلُ سَرَجًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا حَسُنَ وَجْهُهُ Ve kizb söylemek maʹnâsınadır; yukâlu: سَرِجَ الرَّجُلُ إِذَا كَذَبَ
السَّرْجُ [es-serc] (sîn’in fethi ve râ’nın sükûnuyla) Saç örmek maʹnâsınadır; yukâlu: سَرَجَتِ الْمَرْأَةُ شَعْرَهَا سَرْجًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا ضَفَرَتْ Ve yalan söylemek maʹnâsınadır. Esâs’tan bu maʹnâ mecâz olmak münfehim olur; yukâlu: سَرَجَ الرَّجُلُ إِذَا كَذَبَ Ve
سَرْجٌ [serc] At eyerine denir, zeyn-i esb maʹnâsına. Mü΄ellif سَرْجٌ [serc] lafzını zikr edip tefsîrinden sükûtu, maʹrûf olduğuna mebnî yâhûd nüshalardan sâkıt olmuştur; yukâlu: شَدَّ عَلَى الْفَرَسِ سَرْجَهُ أَيْ رَحْلَهُ
اَلسَّرْجُ [es-serc] (sîn’in fethi ve râ’nın sükûnuyla) Eyer.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı