اَلسَّرَّاجُ [es-serrâc] (شَدَّادٌ [şeddâd] vezninde) Eyer yapan kimseye denir ki lisânımızda dahi sarrâc taʹbîr olunur. Ve yalancıya ıtlâk olunur, كَذَّابٌ [kežžâb] maʹnâsına.
اَلسِّرَاجُ [es-sirâc] (كِتَابٌ [kitâb] vezninde) Maʹrûftur ki fitili yanar çerâga denir, kandil ve ona mülhak mûm ve çıra gibi. Şârihin beyânına göre cemʹi سُرُجٌ [suruc]dür zammeteynle; yukâlu: أَطْفَأَ السِّرَاجَ أَيِ الْمِصْبَاحَ Ve güneşe ıtlâk olunur ki sirâc-ı nehârdır; yukâlu: طَلَعَ السِّرَاجُ أَيِ الشَّمْسُ Şârihin beyânına göre bu mâdde ziyâ΄ maʹnâsına mevzûʹdur. Ve
سِرَاجٌ [Sirâc] Aʹlâm-ı nâstandır.
اَلسِّرَاجُ [es-sirâc] (sîn’in kesriyle) Çırak ki maʹrûftur. Ve gâh olur ki güneşe dahi سِرَاجٌ [sirâc] derler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı