el-erim ~ اَلْأَرِمُ

Kamus-ı Muhit - الأرم maddesi

اَلْأُرَّمُ [el-urrem] (رُكَّعٌ [rukkaʹ] vezninde) Azı dişlere denir. Ve parmağın uçlarına denir. Ve taşlara denir. Ve hurde çakıl taşlarına denir.

اَلْأَرَمُ [el-erem] (fethateynle) ve

اَلْأَرِيمُ [el-erîm] (أَمِيرٌ [emîr] vezninde) ve

اَلْإِرَمِيُّ [el-iremiyy] (عِنَبِيٌّ [ʹinebiyy] vezninde ve hemzenin fethiyle de câ΄izdir) ve

اَلْأَيْرَمِيُّ [el-eyremiyy] (حَيْدَرِيٌّ [ḩayderiyy] vezninde ve hemzenin kesriyle lügattır) Nâstan bir kimse ve eser ve nişân maʹnâlarına müstaʹmeldir; mîl ve minâre maʹnâsından me΄hûzdur; yukâlu: مَا بِالْمَكَانِ أَرَمٌ وَأَرِيمٌ وَإِرَمِيٌّ وَأَيْرَمِيٌّ أَيْ أَحَدٌ وَعَلَمٌ Şârihin beyânına göre nefy mevkiʹine mahsûstur. Ve إِرَمِيٌّ [iremiyy] ve أَيْرَمِيٌّ [eyremiyy] kelimelerinde yâ΄ vahdetiyyedir, gûyâ ki إِرَمٌ [irem] ve أَيْرَمٌ [eyrem] cins ʹadd olunmuştur;cemʹi أَرَامٌ [erâm]dır niteki zikr olundu.

اَلْأَرْمُ [el-erm] (hemzenin fethi ve râ’nın sükûnuyla) Hâzır olan taʹâmın mecmûʹunu ekl eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَرَمَ مَا عَلَى الْمَائِدَةِ أَرْمًا مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ إِذَا أَكَلَهُ فَلَمْ يَدَعْ شَيْئًا Ve yumuşatmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَرَمَ فُلَانًا إِذَا لَيَّنَهُ Ve bir kavmi istîsâl eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَرَمَتِ السَّنَةُ الْقَوْمَ إِذَا قَطَعَتْهُمْ Ve bir nesneyi muhkem bağlamak maʹnâsınadır; yukâlu: أَرَمَ الشَّيْءَ إِذَا شَدَّهُ Ve ısırmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَرَمَ عَلَيْهِ إِذَا عَضَّ Ve ipi muhkem bükmek maʹnâsınadır; yukâlu: أَرَمَ الْحَبْلَ إِذَا فَتَلَهُ شَدِيدًا

Vankulu Lugatı - الأرم maddesi

اَلْأَرِمُ [el-erim] (hemzenin fethi ve râ’nın kesriyle) Bi-maʹnâhu; yukâlu: مَا بِالدَّارِ أَرِيمٌ وَمَا بِهَا أَرِمٌ أَيْ مَا بِهَا أَحَدٌ رِوَايَةً عَنْ أَبِي زَيْدٍ

اَلْأُرَّمُ [el-urrem] (hemzenin zammı ve râ’nın fethi ve teşdîdiyle) Azı dişleri; gûyâ ki آرِمٌ [ârim]in cemʹidir elifin meddi ve râ’nın kesriyle; yukâlu: فُلَانٌ يَحْرُقُ عَلَيْكَ الْأُرَّمَ إِذَا تَغَيَّظَ فَحَكَّ أَضْرَاسَهُ بَعْضَهَا بِبَعْضٍ Ve حرق [ḩarḵ] ḩâ΄ ve râ΄-i mühmeleteynle dişleri birbirine sürmeğe derler. Ve baʹzılar أُرَّمٌ [urrem] hicâreye derler dedi حَصَى [ḩaṡâ] maʹnâsına.

اَلْأَرْمُ [el-erm] (hemzenin kesri ve râ’nın fethiyle) Şol taşlardır ki sahrâda ʹalâmet için dikilir.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı