eş-şevvelet ~ اَلشَّوَّلَةُ

Kamus-ı Muhit - الشولة maddesi

اَلشَّوْلَةُ [eş-şevlet] (صَوْلَةٌ [ṡavlet] vezninde) ʹAkrebin kuyruğundan dâ΄imâ yukarı kaldırdığı yeridir ki ucu olacaktır, dikenli mahallidir; yukâlu: ضَرَبَتِ الْعَقْرَبُ بِشَوْلَتِهَا وَهِيَ مَا تَشُولُ مِنْ ذَنَبِهَا Ve şaşkın ve bön ʹavrete denir. Ve menâzil-i kamerden bir menzilin ismidir ki iki nûrânî kevkebden ʹibârettir, onlara حُمَةُ الْعَقْرَبِ [ḩumetu’l-ʹakreb]dahi derler. Şârihin beyânına göre ʹakreb sûretinin dikeni menzilindedir. Ve Zeydu’l-Fevâris eḋ-Ḋabbî feresinin ismidir. Ve ʹAdvân kabîlesinden bir sebük-magz câriyenin ismidir, dâ΄imâ efendilerine nasîhat eder idi, lâkin fart-ı hamâkatinden nâşî zarar ve vebâlini kendi görür idi, binâ΄en ʹaleyh “شَوْلَةُ نَاصِحَةٌ” mesel oldu ki ahmak nâsıh hakkında “أَنْتَ أَوْ هُوَ شَوْلَةُ النَّاصِحَةُ” diye darb ederler.

Vankulu Lugatı - الشولة maddesi

اَلشَّوَّلَةُ [eş-şevvelet] (şîn’in fethi ve vâv’ın teşdîdiyle) Şol ʹakrebdir ki kuyruğun kaldırıcı ola.

اَلشَّوْلَةُ [eş-şevlet] (şîn’in fethi ve vâv’ın sükûnuyla) Şol ʹakreb kuyruğudur ki yukarı kalkmış ola. Ve

شَوْلَةٌ [Şevlet] Şol iki şavklı yıldıza dahi derler ki kamer onun üzerine nâzil olur,onlara حُمَةُ الْعَقْرَبِ derler, ḩâ’nın zammı ve mîm’in tahfîfiyle, zehr-i ʹakreb maʹnâsına. Ve

شَوْلَةُ [Şevlet] Bir câriyenin dahi ismidir. Ve fi’l-mesel: “أَنْتَ شَوْلَةُ النَّاصِحَةُ” İbnu’s-Sikkît eyitti: Zikr olunan câriye ʹAdvân kabîlesinin idi, raʹnâ idi yaʹnî ahmak idi, mevâlîsine nasîhat ettikçe onları vebâle kordu, hamâkatine binâ΄en. Pes bu mesel hilkaten beyhûde nasîhat edenlere darb olunur oldu.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı