eṡ-Ṡuleyb ~ اَلصُّلَيْبُ

Kamus-ı Muhit - الصليب maddesi

اَلصُّلَيْبُ [eṡ-Ṡuleyb] (زُبَيْرٌ [zubeyr] vezninde) Bir mevziʹdir. Ve Kâżime kurbünde bir dağın ismidir.

اَلصُّلْبُ [eṡ-ṡulb] (ṡâd’ın zammı ve lâm’ın sükûnuyla) ve

اَلصُّلَّبُ [eṡ-ṡulleb] (سُكَّرٌ[sukker] vezninde) ve

اَلصَّلِيبُ [eṡ-ṡalîb] (أَمِيرٌ [emîr] vezninde) Katı ve saht ve şedîd olan nesneye denir. Ve

صُلْبٌ [ṡulb] (ṡâd’ın zammıyla ve fethiyle de lügattir) Yağrınıdan kuyruk sokumuna gelince kadar arka kemiğine denir ki omurga taʹbîr olunur. Cemʹi أَصْلُبٌ [aṡlub] gelir, أَفْلُسٌ [eflus] gibi ve أَصْلاَبٌ [aṡlâb] gelir ve صِلَبَةٌ [ṡilebet] gelir, عِنَبَةٌ [ʹinebet] vezninde; yukâlu: قَصَمَ صُلْبَهُ وَهُوَ عَظْمٌ مِنْ لَدُنِ الْكَاهِلِ إِلَى الْعَجْبِ Ve

صُلْبٌ [ṡulb] Toprağı taş gibi, be-gâyet katı ve pek ve şedîd olan yere denir ki por taʹbîr olunur. Cemʹi صِلَبَةٌ [ṡilebet] gelir, عِنَبَةٌ [ʹinebet] vezninde. Ve

صُلْبٌ [ṡulb] Haseb ve kuvvet maʹnâlarına istiʹmâl olunur; yukâlu: هُوَ كَرِيمُ الصُّلْبِ أَيِ الْحَسَبِ ve yukâlu: لَهُ صُلْبٌ أَيْ قُوَّةٌ Ve Remlu ʹÂlic kurbünde صَمَّانُ [Ṡammân] nâm arza bir mevziʹ adıdır. Ve şâʹirin işbu: “سُقْنَا بِهِ الصُّلْبَيْنِ وَالصَّمَّانَا” mısrâʹında vâkiʹ صُلْبَيْنِ [ṡulbeyn] lafzı yâ zatında müfred olup zarûret-i vezn için tesniye bünyesiyle îrâd olundu, رَامَةٌ lafzında رَامَتَيْنِ dendiği gibi yâhûd murâd iki mevziʹ olup sıfat-ı salâbet her birinde gâlib olduğundan her birine صُلْبٌ [ṡulb] ıtlâk olunmuştur.

Vankulu Lugatı - الصليب maddesi

اَلصَّلِيبُ [eṡ-ṡalîb] (ṡâd’ın fethi ve lâm’ın kesriyle) Haç ki Naṡârâ ona taparlar.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı