eṡ-ṡuvvem ~ اَلصُّوَّمُ

Kamus-ı Muhit - الصوم maddesi

اَلصَّوْمُ [eṡ-ṡavm] (نَوْمٌ [nevm] vezninde) ve

اَلصِّيَامُ [eṡ-ṡiyâm] (كِتَابٌ [kitâb] vezninde) Oruç tutmak maʹnâsınadır; yukâlu: صَامَ الرَّجُلُ يَصُومُ صَوْمًا وَصِيَامًا إِذَا أَمْسَكَ عَنِ الطَّعَامِ وَالشَّرَابِ وَالْكَلَامِ وَالنِّكَاحِ وَالسَّيْرِ Mü΄ellifin Baṡâ΄ir’de beyânına göre صَوْمٌ [ṡavm] imsâk ve sükûn ʹani’l-fiʹl maʹnâsına mevzûʹdur. Ve ʹörf-i şerʹde taʹâm ve şarâb ve cimâʹdan niyyete mukârin ḣayṯ-ı ebyazdan ḣayṯ-ı esvede kadar imsâk eylemekte istiʹmâl olundu. İntehâ. Ve

صَوْمٌ [ṡavm] Ölümü tatmak maʹnâsına müstaʹmeldir; ifrât-ı cûʹ u ʹaṯaştan magşiyyun ʹaleyh olup helâk derecesine varmak tasavvuruna mebnîdir; yukâlu: صَامَ مَنِيَّتَهُ إِذَا ذَاقَهَا Ve devekuşu çımkırmak maʹnâsına müstaʹmeldir, o hılâlde sükûn ve tevakkuf eylediği için; yukâlu: صَامَ النَّعَامُ إِذَا رَمَى بِذَرْقِهِ Ve

صَوْمٌ [ṡavm] Devekuşunun necisine denir, ism-i mefʹûl maʹnâsınadır. Ve

صَوْمٌ [ṡavm] Bir bed-manzar şecerin ismidir. Ve şecer-i mezbûrun altında gölgelenmek maʹnâsınadır; yukâlu: صَامَ الرَّجُلُ إِذَا تَظَلَّلَ بِالصَّوْمِ Ve nısf-ı nehâr vakti olmak maʹnâsına müstaʹmeldir, gûyâ ki şems o derecede tevakkuf eder gibi tahayyül olunur, niteki tefsîr-i âtî müşʹirdir; yukâlu: صَامَ النَّهَارُ إِذَا قَامَ قَائِمُ الظَّهِيرَةِ Ve samt ve sükût maʹnâsınadır, niteki işâret olundu; yukâlu: صَامَ الرَّجُلُ إِذَا صَمَتَ Ve yel sâkin olmak maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: صَامَتِ الرِّيحُ إِذَا رَكَدَتْ Ve

صَوْمٌ [ṡavm] Şehr-i ramazâna ıtlâk olunur, hâl ve mahal ʹalâkasıyla; yukâlu: جَاءَ شَهْرُ الصَّوْمِ أَيْ شَهْرُ رَمَضَانَ Ve kiliseye denir; yukâlu: اَلنَّصْرَانِيُّ فِي صَوْمِهِ أَيْ بِيعَتِهِ Ve

صَوْمٌ [ṡavm] صَائِمٌ [ṡâ΄im] olan adama ıtlâk olunur; müfred ve cemʹi berâberdir, masdar-ı aslî olmak hasebiyle; yukâlu: رَجُلٌ صَوْمٌ وَقَوْمٌ صَوْمٌ أَيْ صَائِمٌ

Vankulu Lugatı - الصوم maddesi

اَلصُّوَّمُ [eṡ-ṡuvvem] (ṡâd’ın zammı ve vâv’ın fethi ve teşdîdiyle) صَائِمٌ [ṡâ΄im]in cemʹi.

اَلصَّوْمُ [eṡ-ṡavm] (ṡâd’ın fethi ve vâv’ın sükûnuyla) Epsem olmak, Ḣalîl rivâyeti üzere. Ve taʹâmdan imsâke dahi صَوْمٌ [ṡavm] derler.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı