اَلضَّلَاضِلُ [eḋ-ḋalâḋil] (سَلَاسِلُ [selâsil] vezninde) Su bakiyyelerine denir; müfredi ضَلْضَلَةٌ [ḋalḋalet]tir; yukâlu: ضَلَاضِلُ الْمَاءِ أَيْ بَقَايَاهُ
اَلضَّلَضِلَةُ [eḋ-ḋaleḋilet] ve
اَلضَّلَضِلُ [eḋ-ḋaleḋil] (fethateynle ve ḋâd-ı sâniyenin kesriyle) ve
اَلضُّلَضِلَةُ [eḋ-ḋuleḋilet] (عُلَبِطَةٌ [ʹulebiṯat] vezninde) ve
اَلضُّلَاضِلُ [eḋ-ḋulâḋil] (عُلاَبِطٌ [ʹulâbiṯ] vezninde) ve
اَلضُّلْضُلَةُ [eḋ-ḋulḋulet] (قُنْفُذَةٌ [ḵunfužet] vezninde) Toprağı kalın pek yere denir; yukâlu: أَرْضٌ ضَلَضِلَةٌ وَضَلَضِلٌ وَضُلَضِلَةٌ وَضُلَاضِلٌ وَضُلْضُلَةٌ أَيْ غَلِيظَةٌ Ve bir adam yüklenip götürmeğe güç yetecek taşlara denir. Ve
ضُلَاضِلٌ [ḋulâḋil] ve
ضُلَضِلَةٌ [ḋuleḋilet] (عُلاَبِطٌ [ʹulâbiṯ] ve عُلَبِطَةٌ [ʹulebiṯat] vezninde) Delîl-i hâzıka denir.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı