اَلضِّمْدُ [eḋ-ḋimd] (ḋâd’ın kesriyle) Dosta denir, خِدْنٌ [ḣidn] maʹnâsına.
اَلضَّمَدُ [eḋ-ḋamed] (fethateynle) Kurumak maʹnâsınadır; yukâlu: ضَمِدَ الشَّيْءُ ضَمَدًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا يَبِسَ Ve derûnda kîn tutmak maʹnâsınadır; yukâlu: ضَمِدَ عَلَيْهِ إِذَا حَقَدَ Ve
ضَمَدٌ [ḋamed] Bir kimse zimmetinde bâkî kalan hakka denir; tekûlu: لَنَا عِنْدَ فُلاَنٍ ضَمَدٌ أَيْ غَابِرٌ يَعْنِي بَاقٍ مِنَ الْحَقِّ مِنْ مَعْقُلَةٍ أَوْ دَيْنٍ
اَلضَّمْدُ [eḋ-ḋamd] (حَمْدٌ [ḩamd] vezninde) Yarayı merhemli bağ ile bağlamak maʹnâsınadır; yukâlu: ضَمَدَ الْجُرْحَ مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ وَالثَّانِي إِذَا شَدَّهُ بِالضِّمَادَةِ Ve başa değnekle vurmak maʹnâsınadır; yukâlu: ضَمَدَهُ بِالْعَصَا إِذَا إِذَا ضَرَبَ بِهَا عَلَى رَأْسِهِ Esâs’ta ضَمَدَ رَأْسَهُ بِالسَّيْفِ ʹunvânında mecâz olarak mersûmdur; عَمَّمَهُ dahi bu kabîldendir. Ve
ضَمْدٌ [ḋamd] Tâze ota ve kuru ota denmekle zıdd olur; yukâlu: شَبِعَتِ الْإِبِلُ مِنْ ضَمْدِ الْأَرْضِ أَيْ مِنْ رَطْبِهِ وَيَابِسِهِ Ve koyun ve keçi kısmının güzîde ve hıyârına ve kemter ve rüzâline denmekle kezâlik zıdd olur. Ve مُدَاجَاةٌ [mudâcât] ve مُدَارَا [mudârâ] maʹnâsınadır. Hatun iki dost ittihâz edinmek yaʹnî iki oynaş edinmek maʹnâsınadır ki maʹnâ-yı evvelden me΄hûzdur. Esâs’ta ضَمِدَتْ فُلاَنَةٌ إِذَا جَمَعَتْ بَيْنَ زَوْجِهَا وَبَيْنَ خِدْنِهَا أَوِ اتَّخَذَتْ خِدْنَيْنِ ʹunvânıyla mersûmdur.
اَلضَّمَدُ [eḋ-ḋamed] (fethateynle) Kîn tutmak; yukâlu: ضَمِدَ عَلَيْهِ يَضْمَدُ ضَمَدًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ أَيْ أَحِنَ عَلَيْهِ Ve إِحْنَةٌ [iḩnet] ḩâ-i mühmele ile kîne maʹnâsınadır. Ve geçmiş hakka dahi derler; yukâlu: لَنَا عِنْدَ فُلَانٍ ضَمَدٌ أَيْ غَابِرُ حَقٍّ مِنْ مَعْقُلَةِ أَوْ دَيْنٍ أَوْ ثَوْبٍ
اَلضَّمْدُ [eḋ-ḋamd] (dâd’ın fethi ve mîm’in sükûnuyla) Bir nesneyi bağla bağlamak. Ve ʹasâ ile başa vurmak maʹnâsına da gelir; yukâlu: ضَمَدَهُ بِالْعَصَا أَيْ ضَرَبَهُ بِهَا عَلَى رَأْسِهِ Ve iki yüzlülük etmek. Ve müdârâ kılmak. Ve ratb ve yâbise dahi ضَمْدٌ [ḋamd] derler; yukâlu: شَبِعَتِ الْإِبِلُ مِنْ ضَمْدِ الْأَرْضِ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı