اَلطَّوَحُ [eṯ-ṯavaḩ] (fethateynle) Baʹîd maʹnâsınadır; yukâlu: نِيَّةٌ طَوَحٌ أَيْ بَعِيدَةٌ
اَلطَّوْحُ [eṯ-ṯavḩ] (لَوْحٌ [levḩ] vezninde) Helâk olmak, ʹalâ-kavlin helâka müşrif olmak maʹnâsınadır; yukâlu: طَاحَتِ الْمَالُ يَطُوحُ طَوْحًا إِذَا هَلَكَتْ أَوْ أَشْرَفَتْ عَلَى الْهَلاَكِ Ve bu yâ΄iyyeden dahi gelir; yukâlu: طَاحَ يَطِيحُ طَيْحًا بِمَعْنَى طَاحَ يَطُوحُ طَوْحًا Ve
طَوْحٌ [ṯavḩ] Düşmek maʹnâsınadır; yukâlu: طَاحَ الشَّيْءُ مِنْ يَدِهِ إِذَا سَقَطَ Ve beyâbânda yol azıp sergeşte ve hayrân olmak maʹnâsınadır; yukâlu: طَاحَ فُلاَنٌ إِذَا تَاهَ فِي اْلأَرْضِ
اَلطَّوْحُ [eṯ-ṯavḩ] ve
اَلطَّيْحُ [eṯ-ṯayḩ] Helâk olmak ve düşmek; yukâlu: طَاحَ يَطُوحُ وَيَطِيحُ أَيْ هَلَكَ وَسَقَطَ Ve yer yüzünde azıp sergerdân olmağa dahi derler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı