اَلْعِجَّوْسُ [el-ʹiccevs] (عِلَّوْصٌ [ʹillevṡ] vezninde) عِجَّوْلٌ [ʹiccevl] maʹnâsınadır ki ʹacele ekl için alınan bir avuç hurmâya denir.
اَلْعَجُوسُ [el-ʹacûs] (صَبُورٌ [ṡabûr] vezninde) Sakîl ve kesîf sehâba denir; yukâlu: سَحَابٌ عَجُوسٌ أَيْ ثَقِيلٌ Ve kesretle tulumdan boşanır gibi sağanaklı yağmura denir; yukâlu: مَطَرٌ عَجُوسٌ أَيْ مُنْهَمِرٌ
اَلْعُجُوسُ [el-ʹucûs] (جُلُوسٌ [culûs] vezninde) عَجَاسَاءُ [ʹacâsâ΄] yaʹnî çok deve bölüğü yürüyüp gitmek maʹnâsınadır; yukâlu: عَجَسَتِ الْعَجَاسَاءُ عُجُوسًا إِذَا مَشَتْ
اَلْعَجُوسُ [el-ʹacûs] (ʹayn’ın fethi ve cîm’in zammıyla) Şol yağmurdur ki katreleri birbiri ardınca döküle; yukâlu: مَطَرٌ عَجُوسٌ إِذَا كَانَ مُنْهَمِرًا
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı