el-ʹaṡavved ~ اَلْعَصَوَّدُ

Kamus-ı Muhit - العصود maddesi

اَلْعَصَوَّدُ [el-ʹaṡavved] (vâv’ın şeddesiyle شَمَرْدَلٌ [şemerdel] vezninde) Uzun nesneye denir; yukâlu: يَوْمٌ عَصَوَّدٌ أَيْ طَوِيلٌ

اَلْعُصُودُ [el-ʹuṡûd] (قُعُودٌ [ḵuʹûd] vezninde) Ölmek maʹnâsınadır; yukâlu: عَصِدَ الرَّجُلُ وَعَصَدَ عُصُودًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ وَالْأَوَّلِ إِذَا مَاتَ

اَلْعِصْوَدُّ [el-ʹiṡvedd] (قِرْشَبٌّ [ḵirşebb] vezninde) Vücûdu incerek bârik-beden hatuna denir. Ve bu maʹnâdandır ki “Filân kimse istişâresiz hod be-hod kendi re΄yiyle ʹamel eyledi” diyecek yerde رَكِبَ عِصْوَدَّهُ derler, رَكِبَ رَأْيَهُ maʹnâsına. Şârih رَأْسَهُ nüshalarını tahti΄e eylemiştir, gûyâ ki re΄yini nehâfet-i bedeni olan hatuna teşbîh eylediler.

Vankulu Lugatı - العصود maddesi

اَلْعُصُودُ [el-ʹuṡûd] (zammeteynle) Ölmek, mevt maʹnâsına; yukâlu: عَصَدَهُ عُصُودًا إِذَا مَاتَ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı