el-ʹulṯ ~ اَلْعُلْطُ

Kamus-ı Muhit - العلط maddesi

اَلْعَلْطُ [el-ʹalṯ] (خَلْطٌ [ḣalṯ] vezninde) Devenin boynuna عِلاَطٌ [ʹilâṯ] dediği damga basmak maʹnâsınadır; yukâlu: عَلَطَ النَّاقَةَ عَلْطًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ وَالثَّانِي إِذَا وَسَمَهَا بِالْعِلاَطِ Ve bir kimseyi bed zikr edip fenâlıkla lisâna almak maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: عَلَطَ فُلاَنًا بِشَرٍّ إِذَا ذَكَرَهُ بِسُوءٍ Ve nisvân-ı ʹArabın zînet için yüzlerine çizip nakş eyledikleri siyâh siyâh çizgilere denir, عُلْطَةٌ [ʹulṯat] gibi.

اَلْعُلُطُ [el-ʹuluṯ] (zammeteynle) Damgasız olan nâkaya denir. Kezâlik yularsız salma nâkaya denir; cemʹi أَعْلاَطٌ [aʹlâṯ]tır, yukâlu: نَاقَةٌ عُلُطٌ أَيْ بِلاَ سِمَةٍ وَنَاقَةٌ عُلُطٌ أَيْ بِلاَ خِطَامٍ Ve أَعْلاَطُ الْكَوَاكِبِ [aʹlâṯu’l-kevâkib] ismleri olmayan parlak kevkeblere ıtlâk olunur; ḵâle fi’l-Esâs: تَقُولُ الْعَرَبُ لَوْ كُنْتَ مِنَ الْعَرَبِ لَكُنْتَ مِنْ أَنْبَاطِهَا أَوْ مِنَ النُّجُومِ لَكُنْتَ مِنْ أَعْلاَطِهَا وَهِيَ الدَّرَارِي الَّتِي لاَ أَسْمَاءَ لَهَا Ve

عُلُطٌ [ʹuluṯ] (zammeteynle) Kısa ve hurde eşeklere denir; yukâlu: حَمِيرٌ عُلُطٌ أَيْ قِصَارٌ Ve uzun nâkalara denir; yukâlu: نُوقٌ عُلُطٌ أَيْ طِوَالٌ

Vankulu Lugatı - العلط maddesi

اَلْعُلْطُ [el-ʹulṯ] (ʹayn’ın zammı ve lâm’ın sükûnuyla) Boyun bağı, kılâde maʹnâsına.

اَلْعَلْطُ [el-ʹalṯ] (ʹayn’ın fethi ve lâm’ın sükûnuyla) Boyuna arkırı dâg vurmak; yukâlu: عَلَطَ بَعِيرَهُ يَعْلُطُ عَلْطًا مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ Ve

عَلْطٌ [ʹalṯ] Yaramazlıkla yâd etmeğe dahi derler; yukâlu: عَلَطَهُ بِشَرٍّ إِذَا ذَكَرَهُ بِسُوءٍ Ve

عَلْطٌ [ʹalṯ] Okla vurmağa dahi derler; yukâlu: عَلَطَهُ بِسَهْمٍ عَلْطًا إِذَا أَصَابَهُ

اَلْعُلُطُ [el-ʹuluṯ] (zammeteynle) Şol nâkadır ki yularsız ola, Aṡmaʹî rivâyeti üzere. Ahmer eyitti: عُلُطٌ [ʹuluṯ] dâgsız olan nâkadır.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı