el-ʹalḵat ~ اَلْعَلْقَةُ

Kamus-ı Muhit - العلقة maddesi

اَلْعَلْقَةُ [el-ʹalḵat] (ʹayn’ın fethiyle) Sevbi ağaç ve çalı makûlesi nesne ilişip çekmeğe denir.

اَلْعُلْقَةُ [el-ʹulḵat] (ʹayn’ın zammıyla) Bu dahi davarın ağaç doruğundan yedikleri doruğa denir. Ve insânın kifâyet mikdârı taʹayyüş edecek maʹîşetine denir; yukâlu: لَهُ عُلْقَةٌ وَهِيَ مَا يُتَبَلَّغُ بِهِ مِنَ الْعَيْشِ Ve şol ağaçlara denir ki yaprakları kış mevsimine kalmakla develer bahâr hulûlüne kadar onunla taʹayyüş ederler. Ve kahvaltı ve sofralık taʹbîr olunan taʹâm-ı muhtasara denir; tekûlu: أَطْعَمَنَا عُلْقَةً أَيْ لُمْجَةً Ve cüz΄îce nesneden kinâye olur; yukâlu: لَمْ يَبْقَ عِنْدَهُ عُلْقَةٌ أَيْ شَيْءٌ Ve bir nesneye astıkları askıya denir. Ve ilişiğe denir; tekûlu: لِي فِي هَذَا الْمَالِ عُلْقَةٌ أَيْ عَلاَقَةٌ

اَلْعِلْقَةُ [el-ʹilḵat] (ʹayn’ın kesriyle) Yeni doğmuş çocuğa ibtidâ dikilmiş sevbe denir, ʹalâ-kavlin yenleri yok ʹArab gömleğine denir; yâhûd şol sevbe denir ki biçilip lâkin iki tarafı uçkur bağlayacak yere kadar dikilmemiş ola ki bunu küçük kızcağızlar giyinirler yâhûd nefîs ve fâhir sevbe denir. Ve bir ağaç ismidir ki onunla dibâgat olunur. Ve

عِلْقَةُ [ʹİlḵat] Bir recül ismidir.

Vankulu Lugatı - العلقة maddesi

اَلْعَلَقَةُ [el-ʹalaḵat] (fethateynle) عَلَقٌ [ʹalaḵ]ın vâhidi, bir pâre uyuşmuş kan maʹnâsına. Ve

عَلَقَةٌ [ʹalaḵat] Sülüğe dahi derler ki suda olur, insâna ve hayvâna yapışır yapıştıkta kanın sorar.

اَلْعُلْقَةُ [el-ʹulḵat] (ʹayn’ın zammı ve lâm’ın sükûnuyla) Şol nesnedir ki insân maʹâşında onunla kanâʹat eder.

اَلْعِلْقَةُ [el-ʹilḵat] (ʹayn’ın kesriyle) Şol küçük kaftandır ki etfâle ibtidâ dikerler.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı